Hayatın anlamını, kaybettiğimiz yerde tekrar bulabilecek miyiz?

Son yıllarda kendimizden ya da yakınlarımızdan çok duyduğumuz iki şikâyet var: “Canım bir şey yapmak istemiyor. Elim ayağım tutmuyor. Hiçbir şeyin tadı yok. İnsanlar eskisi gibi değil....

Son yıllarda kendimizden ya da yakınlarımızdan çok duyduğumuz iki şikâyet var:

“Canım bir şey yapmak istemiyor. Elim ayağım tutmuyor. Hiçbir şeyin tadı yok. İnsanlar eskisi gibi değil. Yaşamanın ne anlamı var ki. Kimse ile konuşacak iki çift laf bulamıyorum.”

“Herkes keyfinin derdinde. Dünya umurlarında değil. Ne yiyelim ne giyelim, başka da dertleri yok. İnsan gibi insan ile konuşmaya hasret kaldık. O onu demiş, bu bunu giymiş.”

Bu iki şikâyet kategorisi birbirine uzak gibi duruyor. Birinciler kederli ve kederini kendi içinde yaşayanlar, ikinciler başkalarının neşesini kıskananlar diye ilk bakışta kabaca ayırmak mümkün.

Peki, o kıskanılan her anını paylaşanlar, paylaşımları ile başkalarının haset...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Almanlar et başında” 26 Nisan 2024 | 415 Okunma Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 725 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 98 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 232 Okunma Kitapların sayfaları gençlere ve çocuklara çok mu uzak? 29 Mart 2024 | 150 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar