Fikrimiz yok, zikrimiz yok, duygumuz yok/ Aynen öyle!

I-Minibüsteyim. Karşımda 35-40 yaşlarında iki kadın. Birisi kesik kesik bir şeyler anlatıyor. Cümlelerinde neredeyse yüklem bile yok. Özne var, özne ile ilgili konuşanın hükmünü ifade eden jest ve mimikler var....

I-
Minibüsteyim. Karşımda 35-40 yaşlarında iki kadın. Birisi kesik kesik bir şeyler anlatıyor. Cümlelerinde neredeyse yüklem bile yok. Özne var, özne ile ilgili konuşanın hükmünü ifade eden jest ve mimikler var. Burun kıvırma, gözleri kısma, eli havada yarım daire olarak çevirmek gibi hareketler.
Muhatabı ne anlıyorsa anlıyor, ki bence yüklemi olmayan bir cümleden bir şey anlaşılmaz, muhatabına ait bir duyguya tanık olunabilir sadece ah gibi oh gibi vah gibi; fakat dinleyen anlatanın yüklemsiz cümlelerine sonuna kadar katılıyor. Aynen aynen diyor. Katılışının şiddetini tekrarladığı aynenler ile ortaya koyuyor.
Kesik kesik konuşan, salakların Ayten'i nolcak diye bir cümle kuruyor. Muhatabı AYNEN diyor.
Bunun annesi de zaten diyor konuşan. Dinleyen aynen aynen diye tamamlıyor.
II-
Ekranda tartışıyorlar. Ben onların radyodan tanığıyım. Sunucu, Türkiye'nin Suriye politikasını reklamlardan sonra tartışmaya devam edeceğiz şimdi kısa bir ara demeseydi, imkanı yok katılımcıların neye dair tartıştığını anlayamazdım. Aralarından birisi “Babanız zurna çalar mıydı padişahım” diye konuşuyor bir başkası ona, bu söyledikleriniz hiç de bilimsel değil diyor ekranda başarı ile oturmayı tercih eden üçüncü kişi AYNEN AYNEN diyerek birbirine zıt görüşler ileri sürenlere KATILIYOR.
Yaşadığımız gerçek bu olunca, mizah için yapılabilecek bir şey kalmıyor.
Mizah dergisi değil bence “kahır” dergisi çıkaralım.
III-
Muhatabına “aynen öyle” diye cevap verenler esasında ne demiş oluyor? Daha fazla devam etme. Böyledir bu işler. Öfkende haklısın. Kırgınlığın senin olsun mu DİYORLAR?
Pek sanmıyorum. Aynen öyle dedikçe sanki daha çok öfkelen. En büyük öfke senin hakkın diyorlar. Daha daha diye tempo tutmanın yeni tarzı AYNEN. AYNEN. AYNEN...
Ya da şu mu: Sen paralan, parçalan, ben kılımı kıpırdatmayayım ama bu parçalanma sonucu payına bir ganimet düşerse eğer, yarısı AYNEN benim.
IV-
Sözcüklerin ve kelimelerin bulaşıcı olduğunu düşünüyorum. İnsanlarla bir araya gelirken hayat tarzı bana uymaz diye değil, kelimeleri bana uygun değil diye bir seçim kriteri belirlemek gerekiyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 33 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 98 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 231 Okunma Kitapların sayfaları gençlere ve çocuklara çok mu uzak? 29 Mart 2024 | 149 Okunma Negatif nasihatler ile insan-ı kâmil değil, esfel-i safilîn olunur... 22 Mart 2024 | 317 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar