‘Ellerin tatili haram bizimki helal!’

Her yıl bir vesile ile Cuma günlerinin tatil olması meselesi ekranlarda şöyle bir tartışılır geçilir.Cuma günü tatilinin 1826 yılından sonra uygulandığını biliyor muydunuz? “Gayri Müslimler...

Her yıl bir vesile ile Cuma günlerinin tatil olması meselesi ekranlarda şöyle bir tartışılır geçilir.
Cuma günü tatilinin 1826 yılından sonra uygulandığını biliyor muydunuz? “Gayri Müslimler ibadet günlerini tatil ilan etmiş, o halde biz de Cuma günlerini tatil etmeliyiz” anlayışı yatıyor, böyle bir tatil günü tayinin altında.
Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey, 1826'dan önce Perşembe günlerinin tatil olduğunu, medreselerde uygulanan Salı ve Perşembe tatilininse neye dayandığını bilmediğini söylüyor.
Uzun çalışma saatlerinin–ki Sanayi İnkılabı'yla birlikte zorunlu hale gelmişti- kısaltılması, hafta sonu tatili ve nihayet yıllık tatil, önce üretimin sonra tüketimin artırılması amacına matuftu. Ama tatil, kapitalizmin tanımladığı “boş zaman”ı dolduran turizmin yaygınlaşması ile de yakından irtibatlı bir uygulama.
Günümüzün tatil söylemi, medyanın mihmandarlığında deniz, kum, güneş üçgeninde ilerliyor.
Batı toplumlarında 18. yüzyıldan itibaren görülen denize girme, güneşlenme olgusunun Türkiye'de yayılmasının öncüleri, Bolşevik ihtilalinden kaçan Beyaz Ruslar ile İstanbul'da sefir olarak görev yapan Avrupalılar.
1881- 1907 tarihleri arasında İstanbul'da bulunan ve gözlemlerini Eski İstanbul'da Hayat adıyla kitaplaştıran İngiliz büyükelçisinin kızı Dorina L.Neave, İstanbul'da denize girme modasının başlamasıyla ilgili olarak şunları kaydediyor: “Eğlencelerimizden bazılarını hiç hoş karşılamadıkları da bir gerçektir. Bir seferinde Sir Hamilton Long'un kızı Yeniköy'de kadın erkek karışık halde denize girme modasını çıkarmıştı… Türkler Lady Long'ın evi önünde böyle bir manzarayı görünce, dehşet içinde kalmışlar ve ailelerinin böyle edep dışı manzaralara şahit olmalarını önlemek maksadıyla bu semtten taşınabileceklerini bile söylediler.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 722 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 98 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 232 Okunma Kitapların sayfaları gençlere ve çocuklara çok mu uzak? 29 Mart 2024 | 150 Okunma Negatif nasihatler ile insan-ı kâmil değil, esfel-i safilîn olunur... 22 Mart 2024 | 318 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar