“Asla Vazgeçmeyin”

Lise son sınıfı öğrencilerin bugünden itibaren LYS maratonuna başlıyorlar. Gelecek yaşamını, mesleklerini belirleyecek sınav aynı zamanda stres ve gerilimde oluşturuyor.   Ailelerinin yüksek beklentileri eklenince...

Lise son sınıfı öğrencilerin bugünden itibaren LYS maratonuna başlıyorlar. Gelecek yaşamını, mesleklerini belirleyecek sınav aynı zamanda stres ve gerilimde oluşturuyor.   Ailelerinin yüksek beklentileri eklenince kaygılanarak başarısızlıktan korkuyorlar. Sınav stresi altında öğrenci benlik saygısı düşer, sürekli güvensizlik içindedir. Kendini suçlar, korku duyar ve kaygı yaşar. Çareler karşısında umutsuzluk ve karamsarlığa düşer. Geleceğe ilişkin olumsuz beklentiler gösterir. Başarılı olacağına inancını yitirir ve öğrenilmiş çaresizliğe kapılır.

Olumsuz duygular ve düşünceler öğrencinin potansiyeli fark etmesini engeller ve kendi gücünü ortaya koymasını sınırlar. Aşağıdaki her türlü baskı altında harekete geçmenin, vazgeçmeden hedefe ulaşmanın güzel bir örneğini içeriyor.

1950"li yıllarda kamuoyunda; doktorların araştırmalarına dayanarak "bir mil dört dakikanın altında koşulamaz, bu insan fizyolojisi açısından mümkün değildir" yargısı vardı. Atletizm otoriteleri ve atletler bu görüşün etkisinde kalarak bir mili dört dakikanın altında koşmayı hiç düşünmediler. Yarışmalarda bütün atletler artık rekor kırmak için değil sadece birinci olmak için koşuyorlardı. Roger 1954 yılında yapılacak olan yarışa bir yıl kala bir mili dört dakikanın altında koşmak için hazırlanmaya başladı. Bir yıl boyunca bütün fiziki çalışmalarını yaptı; ama Roger biliyordu ki bu yarışmada hedefe ulaşmak için sadece fiziksel antrenmanlar yeterli değildi. O her gün zihinsel antrenmanlar da yapmayı ihmal etmedi. Zihninde artık tek bir düşünce vardı: Hedefe ulaşmak. Hedef ise bir mili dört dakikanın altında koşmaktı. Bunun için bütün yolları deneyecekti. O, bu yarışa hazırlanmaya "Bir mili dört dakikanın altında koşacağım" diye başladı. Kendisine olan güveni tamdı. Zihninde hep bir yıl sonraki yarışı ve onun sonunda kıracağı rekoru düşünüyordu. Yarış başladığında tüm yarışçılar birinci gelmeyi düşünürken Roger rekora koşuyordu. Onun tek hedefi vardı, bir mili dört dakikanın altında koşmak. Onu gerçekleştireceğinden şüphesi yoktu. Yarış Roger"in birinciliğiyle bitti. Onun için birinci gelmek önemli değildi. Skor borda yöneldi. Orada yazan rakam 3,59" du.

Roger başarmıştı. Bir yıl boyunca çaba sarf ettiği hedefine ulaşmıştı. Roger zaferi bedensel gücü ile değil, zihinsel gücü ile kazandı. Artık sporcular inanılmazları gerçekleştirmenin formülünü %20 bedensel güç % 80 zihinsel güç olarak özetliyorlardı. Kazanmak için çalışmayı sürdürmek ve öğrenerek gelişmek için vazgeçmemek gerektiğini, kaybedenlerin vazgeçenler olduğu gerçeğini unutmamalıyız…

Meslek seçimi nasıl olmalı?

Öğrencilerin mesleklerine ilişkin kararlarında ebeveynler belirleyici rol oynuyorlar. Anne- babalar kendi başaramadığı meslekleri çocuklarından bekleyerek eksik yanlarını telefi etme arayışına girerler. Bu yaklaşım çocuk üzerindeki baskının armasına ve mesleği ile ilgili sağlıksız karar vermesine yol açar. Çocuklarıyla sağlıklı ilişki içinde olan ebeveynler meslek seçimiyle ilgili önerileri ortaya koyar, karar verme sorumluluğunu çocuklarına bırakırlar. Meslek seçiminde öğrencilerin okul başarısı, öğretmenlerinin değerlendirmeleri,  kişilik özellikleri, ilgi alanları, yetenekleri, seçmeyi düşündüğü meslek hakkında bilgi düzeyi,  ailesinin beklentisi ve önerileri hangi mesleğe uygun olduğunun ipucunu verir. Gelecekte hayatını belirleyecek meslek seçimini yapabilen ve kararını verebilen çocuklar aktif, girişimci ve kendine güvenen bireyler olarak yetişirler.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Çocuklara sosyal destek! 18 Eylül 2017 | 131 Okunma Eyvah çocuğum okula başlıyor 09 Eylül 2017 | 507 Okunma Bir Olalım, İri Olalım, Diri Olalım! 02 Eylül 2017 | 156 Okunma Aile içi iletişim çatışmaları 26 Ağustos 2017 | 476 Okunma Kişilerarası iletişim çatışmaları 19 Ağustos 2017 | 403 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar