Utanmazlık zamları

Siz istediğiniz kadar yeni falan deyin, her şey aslına rücu ediyor. Ülkeyi kim yönetirse yönetsin, nasıl yönetirse yönetsin tepkiler, tavırlar değişmiyor. Sadece açıktan yapılamayanlar gizliden yapılır...

Siz istediğiniz kadar yeni falan deyin, her şey aslına rücu ediyor.

Ülkeyi kim yönetirse yönetsin, nasıl yönetirse yönetsin tepkiler, tavırlar değişmiyor.

Sadece açıktan yapılamayanlar gizliden yapılır hale geliyor.

Yok yok öyle çok derin bir mevzudan bahsetmeyeceğim.

Basit, bildiğimiz, alıştığımız bir şeyden söz etmek istiyorum.

Yüksek enflasyon dönemlerini yaşayanlar hatırlar, etiketler her gün değişir, fiyatlar her gün yukarı çekilirdi.

Üstelik de büyük bir fırsatçılıkla.

Kur 1 artarsa fiyatlar 1,5 atardı.

Bu da bir sonraki kur artışını tetikler, kısır döngü içinde yuvarlanır giderdik.

Şimdi yine o günlerdeki alışkanlıklara döndü bazı fırsatçılar.

Mesela önümde bir ürün duruyor.

Etiketinde 1,25 TL yazıyor.

Dolaptan bulduğum 15 gün önce alınmış aynı paketin üzerindeki fiyat ise 1 TL.

Yani 1 ayda içinde yüzde 25 zam gelmiş zannediyorsunuz değil mi?

Etiketi incelemezseniz durum bu.

Ama etikete iyice bir bakarsanız 1 ay önce 1 TL'ya aldığınız ürünün 120 gr olduğunu görürsünüz.

Dün 1,25 TL'ye aldığınız ürünün ise 91 gr.

Yani aslında ürünün kilo fiyatındaki artış yüzde 70'e yakın.

Ve üstelik bu ürün yüzde yüz yerli.

Dediğim gibi tavırlar değişmiyor asla.

Siz değiştirdik zannediyorsunuz, aslında Türkiye sizi değiştiriyor.

***

Kadının erkek düşmana ihtiyacı yok

Manken Dedim Soydan, kına gecesine tahtla arzı endam eden, niye ünlü olduğunu bilmediğim, ünlü bir hanımla ilgili olarak “Kızı Malatya’dan çıkarabilirsin ama Malatya’yı kızdan çıkaramazsın” diye yazmış sosyal medyada. 
Birkaç gün önce bir internet sitesinde gördüm ve çok da güldüm. 
Dahası yazılanı oldukça da felsefi buldum. 
Halkımızın ne kadar alıngan olabileceğini, yelden nem kapabileceğini, övgüyü hakaret zannedebileceğini hiç düşünmemiştim doğrusu. 
Dün Sevilay Yılman’ı okuyunca anladım vaziyetin vahametini. 
Malatyalı hemşehrileri Sevilay’ı arayıp, “Bu kadın bize hakaret etti ağızının payını ver” diye istekte bulunmuşlar. 
O da mukabil hakaretle isteklerini yerine getirmiş. 
Kalkıp da buradan Sevilay’a ve hemşehrilerine Didem Soydan’ın söylediğinde bir hakaret olmadığını, insanların dış görünümlerinde ne yaparlarsa yapsınlar kültürel özlerinin değişmediğini söylemek istediğini, burada bir hakaret olmadığını, bu durumun herkes için geçerli olduğunu anlatmak zor. 
Meseleye hemşehricilik gözüyle bakarak bu yazıyı kaleme aldığına göre, aynı durumun kendisi için de geçerli olduğunu, yıllardır İstanbul’da yaşamasına rağmen hala içindeki Malatyalılığın durduğunu ve o Malatyalılığın gerektiği anda harekete geçtiğini veya geçirildiğini anlaması gerekirdi.
Benim bunu anlatacak halim de yok. 
Ayrıca Sevilay Yılman’ın bir Malatyalı olarak haksız bile olsa birine kızma, öfkelenme, eleştirme hakkı da var. 
Ancak bir kadın olarak, bir başka kadına çirkin cinsel göndermeler ve kadınlığı üzerinden hakaret etme hakkı yok. 
Sakın yanlış anlamayın erkeklerin zaten böyle bir hakkı yok ama Sevilay Yılman’ın biraz daha makul, biraz daha kadınca tavır almasını beklerdim. 
Bir danstan, bu dansla ilgili yapmış olduğu bir espriden yola çıkarak imalarda bulunması pek de yakışık almamış. 
Demek ki, Sevilay Yılman’ı erkek kafası egemen toplumdan çıkarıp, ayakları üzerinde duran bir kadın yapabilirsiniz ama içindeki erkek egemen düşünceyi çıkaramazsınız.

***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bana katlanan herkese teşekkürler 16 Mayıs 2023 | 413 Okunma İçimizdeki İrlandalılar 12 Mayıs 2023 | 674 Okunma Dünün güneşi, bugünün çamaşırı 11 Mayıs 2023 | 1.189 Okunma Bozburun'da işlem tamam 10 Mayıs 2023 | 614 Okunma Rant deyince dingildeyenler 09 Mayıs 2023 | 807 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar