Özel dersler ve sohbetler mevsimine girdik, hayırlı olsun

Bu mevsim hep hazan mevsimi değil. Bunda yapraklar sararıp dökülürken gönülleri yeşerten dersler ve sohbetler de başlıyor. Sonbahar da olsa adı bahar. Bu günler hem örgün eğitimin başlama günleri hem de...

Bu mevsim hep hazan mevsimi değil. Bunda yapraklar sararıp dökülürken gönülleri yeşerten dersler ve sohbetler de başlıyor. Sonbahar da olsa adı bahar. Bu günler hem örgün eğitimin başlama günleri hem de yaygın eğitim diyebileceğimiz ders halkalarının yeniden başladığı günler.

Sosyal medyadaki ilanlara bakınca insanın göğsü kabarıyor; hemen her ilde tefsir, hadis siyer gibi dersler yapılıyor. Bu özel derslerin avam düzeyinde olanı da var, en yüksek ihtisas düzeyinde olanı da. Bazı vakıflar ileri düzeyde entelektüel konuları alan kabul edip onlar üzerinde yoğunlaşıyor. Bu farklılık eşyanın da insanın da tabiatında var. Zaten başka türlü de olamaz.

Biz de bu yıl akademiden bağımsız böyle bir ders başlattık; Kısa açıklamalı tefsir sohbetleri, fıkhi sorular ve cevaplar. Üsküdar Belediye Başkanı, Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde bize yer imkânı sağladı ve biz de dün itibariyle başladık. Sevgili başkanımıza teşekkür borçluyuz. Muvaffak olabilmek için sizin dualarınıza da ihtiyacımız var. Daha önce muvaffak olma ile başarmanın farklı şeyler olduğunu yazmıştım. Muvaffak, Tevfik, vifak ve muvafık kelimeleriyle aynı kökten. Eğer bir işte Allah’ın yardımını alarak, O’nun rızasına muvafık/uygun olan kırata ulaşırsanız muvaffak olmuş olursunuz. Bunun bir sebebi Allah’ın rızasını hedeflemek, bir sebebi de yapılacak olanı bilinçle yapmak. Onun için çalışmak bizden Tevfik Allah’tandır deriz. Bunu hesaba katmaz ve kendi belirlediğiniz bir ‘başa ermeyi’ hedefleyip ona ulaşırsanız başarmış olursunuz. Ama başarmak her zaman Allah’ın rızasına uygun olmayabilir. Yani başarmış, ama muvaffak olmamış olabilirsiniz.

Bu vesile ile düşündüklerimi böyle dersler başlatan hocalarımızla paylaşmak istiyorum. Ta ki, kalite sürekli yükselsin ve bu dersler yaygınlaştıkça yazboz resminin parçalarıyla tamamlandığı gibi bu derslerle de ümmet bilinci ve birliği sağlanmış olsun. Yani bu dersler parçalamayı ve fırkalaşmayı değil vahdeti ve Cemaat’i oluştursun. Malum, İslam’da tek bir cemaat vardır, cemaatler yoktur. Diğer bir deyişle İslam’ın birliği, sıhhati ve gücü el-Cemaa’dır. Bu da Şer-i şerifi koruyup uygulayan yönetim ve bunun denetimini sağlayan ehlü’l-hal ve’l-akd, ya da ulema birliği etrafında toplanan İslam Ümmetidir. Buna katılmayan oluşumlar fırkadırlar. Fırka olmanın en önemli belirtisi, tek kişi önderliğinde yürümektir. Bu konuyu farklı yönleriyle birkaç kez yazdım, derli toplu olarak bir daha özetleyeceğim inşallah.

O halde, tabii ki, imam bildiğini okur, herkes kendi yapabileceği dersi yapar, öyle yapmalıdır. Ancak şu noktaların önemli olduğunu tecrübe ile gördüm:

Bu derslerde Allah’ın rızası dışında hiçbir hedef olmamalıdır, kimseden bir muavenet beklememelidir. Bir şahsın ya da makamın rızasını değil, Allah’ın rızasını hedeflemeli ve kişi bu istikamette olup olmadığını, kısaca niyetinin sıhhatini zaman zaman test etmelidir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sevgi imandandır 29 Nisan 2022 | 263 Okunma İki olay üzerinden iki ilginç kavram 24 Nisan 2022 | 267 Okunma Şeytan nedir? 22 Nisan 2022 | 350 Okunma Teravihin hikâyesi ve tilavetin başına gelenler 17 Nisan 2022 | 798 Okunma Savrulduğumuzun farkında mıyız? 15 Nisan 2022 | 350 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar