İrade eğitilebilir mi?

Evet, irade de eğitilebilir ahlak da. Böyle olmasaydı bizden ahlaklı olmamız, iradeli olmamız istenmezdi. İsteniyorsa demek ki, bunlar bizim değiştirebileceğimiz şeylerdir. Ancak bunların doğuştan tevarüs edilen...

Evet, irade de eğitilebilir ahlak da. Böyle olmasaydı bizden ahlaklı olmamız, iradeli olmamız istenmezdi. İsteniyorsa demek ki, bunlar bizim değiştirebileceğimiz şeylerdir. Ancak bunların doğuştan tevarüs edilen yönlerinin olduğunu da bilmeliyiz. Bu da şu demektir; bizim ahlaklı ve iradeli olmamız nesiller boyu zürriyetimizi de etkiler. Biz sadece bizden ibaret değiliz. Bunu da hesaba katarak bu konuda daha kararlı olmalıyız.

Niçin güçlü bir iradeye sahip olmalıyım?

Önce bu sorunun cevabını düşünmeliyiz. İradeli olmanın kendi hayatımızdaki kazanımlarını aklımıza getirmeliyiz. Onurlu bir insan olarak yaşama, namerde muhtaç olmama, aksine başkalarına da yardım edebilme, temiz, sağlıklı ve güçlü olma, Çoluk çocuğumuzun, anne babamızın onurlu ve rahat yaşamalarının da bizim hayatımıza bağlı olduğunu bilme ve sonuçta günahları olabildiğince az, sevapları olabildiğince çok bir kul olarak emanetimizi teslim etme, arkadan beddua değil dua alma, kalanlara sıkıntı değil imkân bırakma, böylece bütün hayatımızı ibadete dönüştürmek için iradeli olmak zorundayız. Düşünme, akla getirme ve tefekkür etme birer insan eylemidir. Biz başka varlıklardan ancak bu eylemleri gerçekleştirerek ayrılabiliriz.

İrade eğitiminin bu adımında en çok yararlanmamız gereken melekemiz aklımızdır. Aklın karşısında nefsin duyguları vardır. Ne kadar nefsimizin, biyolojik ve hayvani istek ve arzularımızın, yani şehvetimizin esiri olursak akıllı düşünmekten o kadar uzaklaşırız. Şehvet sadece cinsel arzu demek değildir. Yemeye içmeye, gezip dolaşmaya, görmeye duyulan arzular da şehvet diye isimlenir. Bütün bu arzuların ve şehvetlerin akıl terazisi ile dengelenmeyenleri bizi gayemizden uzaklaştırır, önce hayvanlık derecesine, sonra da daha aşağısına, esfel-i safiline düşürür. Hayvanlar oraya kadar düşmezler, çünkü onların aklı yoktur ve onlar sadece tabiatlarının gereğini yaparlar. Hayatları dünya hayatından ibarettir. Ölünce toprak olup giderler. Akıllı olmada kör taklitten kurtulma da etkilidir. Nice dindar gençler, bilgi eksikliğinin de etkisiyle, daha dindar olayım derken birilerine körü körüne takılıp giderler. Oysa Resulüllah’tan başka yaptıkları ve söyledikleri sorgulanmayacak kimse yoktur. Hiç kimse için, o söylüyorsa doğrudur peşin kabulünü benimseyemeyiz. Bu uzun bir konudur, ayrıca yazmalıyız.

Bununla birlikte örnek ihtiyacı önemli bir ihtiyaçtır. Üzüm üzüme baka baka kararır. Körle yatan şaşı kalkar, Kıratın yanında duran ya huyundan ya tüyünden. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Anasına bak kızını al gibi deyişler hep yüz yılların tecrübesi olan hikmetlerdir. Bugün gençliğin en başta gelen problemi örnek problemidir. İnsanın bilgi edinme yollarından biri, hatta önemli biri, sevdiği insan gibi olmaya çalışmadır. Taklidi hepten yok edemeyiz, ancak kör taklit olmasını aklımızla ve sağlam bilgimizle önleyebiliriz.

Şu anda sadece gençlerin değil, hemen hepimizin sorunlarımızdan biri sanal dünyada yaşıyor olmamızdır. Sanallık adeta yeni bir varlık alanı olarak bizi kuşattı. Gençlerin örnekleri de yakından görüp temas edemedikleri, hayatlarının kamera arkasını bilemedikleri sanal kahramanlardır. Artistler, ‘yıldızlar’, futbolcular, mankenler ve benzerleri. Oysa bunların özel hayatlarında insanı tiksindirecek ve kusturacak kadar pislikler olabilir. O halde örneğimiz, her haliyle nezih insanlar olmalıdır. Bu örneklerin başında örneklerin örneği olan Resulüllah Efendimiz (sa) gelir. Onu tanımayanlar bunun ne anlama geldiğini anlayamazlar. Dünyada Resulüllah kadar hayatının her safhası, en ince detaylarına kadar bilinen ve hiçbir eyleminde utanılacak bir şey bulunmayan bir başka insan yoktur. Onun için Kuranıkerim ona ‘üsve-i hasene’, uyulası en güzel örnek demiştir. Onun için ‘Allah’ı sevdiğinizi iddia ediyorsanız ona uyun, onun gibi olun’ buyuran bizzat Allah’tır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sevgi imandandır 29 Nisan 2022 | 263 Okunma İki olay üzerinden iki ilginç kavram 24 Nisan 2022 | 268 Okunma Şeytan nedir? 22 Nisan 2022 | 350 Okunma Teravihin hikâyesi ve tilavetin başına gelenler 17 Nisan 2022 | 799 Okunma Savrulduğumuzun farkında mıyız? 15 Nisan 2022 | 350 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar