Güzel söz güzel ağaç gibidir, iğrenç söz de iğrenç ağaç gibi

Son zamanlarda Deccal’ın modern versiyonu dediğimiz medyanın da etkisiyle İslam adına yapılan hücumlar, kasıtlı saptırmalar ve Bektaşi’ce alıntılarla bilerek yanlış göstermeler çoğaldı ve...

Son zamanlarda Deccal’ın modern versiyonu dediğimiz medyanın da etkisiyle İslam adına yapılan hücumlar, kasıtlı saptırmalar ve Bektaşi’ce alıntılarla bilerek yanlış göstermeler çoğaldı ve yaygınlaştı. Buna şeytanın mutasyona uğramış hali diyebiliriz. Ve tabii olarak samimi müminlerde, ne olacak bu gidişin sonu, dine ve dindarlara yapılan bu hücumlar gençleri de herkesi de dinden soğutacak, hatta belki din hepten elden gidecek diye bir endişe oluştu. Hatırlanırsa, Pozitivizm doğduğunda da bu endişe, kesin kanaat haline gelmişti, din artık devrini tamamladı deniyordu.

Oysa Hz. Âdem’den günümüze bu diyaloji hep süregelmiştir. Yaratılmışlığın tabiatı budur. Çünkü hakikate ancak batılla mücadele ederek ulaşılabilir. Serbest güreşte bâtılı yenemeyen bir hakikat, hakikat olamaz. Hz. Âdem’in karşısına bâtılın en donanımlı hali olan İblis çıkarılmış ve bu mücadele işin en başında en güçlü Deccal’la başlatılmıştı. İslam’ın en büyük mütefekkirleri, ona en büyük saldırıların olduğu dönemlerde yetişmiştir. Hastalıkların aşıları, kendi mikroplarına mukavemet öğretilerek yapılır. Dolayısıyla zahiren şer olan bu görüntüden bile hayır beklemek tabiidir.

Bunları düşünürken Kuranıkerim’den çok ilginç iki ayeti kerime aklıma geldi. Okuyunca siz de kesinlikle anlamlı bulacaksınız.

“Allah gökten su indirir ve her bir vadi kendi hacmi kadar sel olup akar, sel kabarık bir köpük taşır. Ziynet eşyası ya da gereçler yapmak için üzerine ateş yakıp erittikleri şeylerin de böyle köpükleri vardır. İşte Allah hak ve batıl için böyle benzetmeler yapar. Köpük yok olup gider, ama insanlara faydalı olan dibe çöker. İşte Allah böyle misaller verir” (Ra’d 17).

Bundan önceki ayetlerde Allah ilmi/bilgiyi nura, cehaleti karanlığa benzetmişti, burada da vahyi yağmura, kalpleri vadilere, hakkı sabit değerlere, batılı uçup giden köpüğe benzetiyor. İnsanlara faydalı olan işte bu kalıcı hakikatlerdir. Bilgi açısından selin köpüğü, sıradan bilgi yığınlarındaki işe yaramaz, saman alevi gibi geçici bilgiler olarak anlaşılabilir. Eritilen madenlerin de bir miktar tortusu ve köpüğü vardır. İşte mesele köpük ve tortu olanla asıl olanı birbirinden ayırabilmektir. Zaten işe yaramayan köpük kısmı uçup gider, faydalı olan kısmı ise sabit kalır. O halde mesele uçup giden günlük bilgiler değil, sabit ve kalıcı bilgiler ve değerlerdir ve böyle olan bilgileri üretmektir. Ayrıca insanların anlayışları vadiler hükmündedir ve herkes ancak kendi kapasitesi kadarını alıp anlayabilir, kalanı uçup gider. Seller ve yakıp eritme sınamaları ve çileleri olacak ve bunlar yaşanacak ki, köpük gitsin ve altın madeni ortaya çıksın.

Bu muhteşem örneğin bir benzeri de İbrahim Suresinde verilir:

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sevgi imandandır 29 Nisan 2022 | 260 Okunma İki olay üzerinden iki ilginç kavram 24 Nisan 2022 | 266 Okunma Şeytan nedir? 22 Nisan 2022 | 349 Okunma Teravihin hikâyesi ve tilavetin başına gelenler 17 Nisan 2022 | 795 Okunma Savrulduğumuzun farkında mıyız? 15 Nisan 2022 | 350 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar