Allah’a bile üslup öğretmeye kalkışırsak

Üslup üzerine konuşuyorduk. İslam’ı anlatanların bazılarında da, onlara karşı çıkanların bazılarında da üslup problemi var. Peki, bunun düzeltilmesi nasıl olacak? Kime soracağız, kimden...

Üslup üzerine konuşuyorduk. İslam’ı anlatanların bazılarında da, onlara karşı çıkanların bazılarında da üslup problemi var. Peki, bunun düzeltilmesi nasıl olacak? Kime soracağız, kimden üslup öğreneceğiz?

Dedik ki, İslam medeniyetinin canlı olduğu örnek bir toplumda yaşıyor olsaydık, o medeniyetin yetiştirdiği örnek müslüman adam tipi bize rehberlik ederdi. Ondan nezaketi, zarafeti ve üslubu öğrenebilirdik. Şimdi de mutlaka böyle insanlar vardır, ama onlara da herkes ulaşamıyor, onları herkes tanımıyor. Ulaşsa ve tanısa da kendini kuşatan kültür ve şartlar onları örnek almasına imkân vermiyor. O halde yapacağımız şey üslubu da Kuranıkerim’den ve onun ilk muallimi olan Resulüllah’tan öğrenmek olmalı, yani tekrar başa dönmeliyiz.

Mesela Allah (cc) Hz. Musa’ya ve kardeşi Harun’a ilk görev verdiği zaman şöyle buyuruyor: ‘Firavuna gidin, o haddini aştı. Ona yumuşak bir dille konuşun, belki öğüt alır ya da Allah’tan korkar’ (Ta-Ha 43, 44). Üslup konusunda pek çok insan sadece bu ayeti hatırlatır ve arkasını getirmez. Oysa Musa ve Harun (sa) bu emri yerine getirdiler, ama Firavun söylenenlere kulak asmadı ve Musa’ya (sa) ‘sen büyülenmiş birisin’ diye hakaret etti. O zaman Hz. Musa da üslubunu değiştirdi; ‘sen de helak olacak birisin’ dedi (İsra 10, 102).

Kuranıkerim’de güzeli güzellikle söylemeye vurgu yapılır, asıl, insani ve İslami olan da elbette budur. ‘İnsanlara güzel söyleyin, kötülüğü en güzel yolla defedin, hikmetle, meviza-i hasene ile en güzel üslupla anlatın, kötülüğü iyilikle savın, Güzel bir söz güzel bir ağaç gibidir; kökü sabit, doruğu semadadır. Rabbinin izniyle yemişini her zaman verir. İğrenç bir söz de iğrenç bir ağaç gibidir. Yerin üstünden koparıldı mı artık bir sebatı kalmaz’, gibi pek çok ayeti kerime vardır. Resulüllah Efendimiz’in (sa) de ‘kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin, bu din çok kolaydır, onu zorlaştıran mağlup olur, az az anlatın’ gibi pek çok şerefli sözleri vardır.

Ama bunların yanında müminlerin kâfirlere karşı şedit olmasını, hainleri savunmamalarını, onlara asla meyletmemelerini cezayı hak edene acımamalarını isteyen pek çok ayeti kerime de vardır. O halde karşılık bulduğu sürece asıl olan güzelliktir, merhamettir. Allah güzeldir, güzelliği sever. Ama bunun istismar edilmesi halinde gereken sertliğin gösterilmesi de yine bir üslup meselesidir. Yeter ki, insanlar bunu iyi bilsinler ve nefislerini tatmin için hareket etmiş olmasınlar. Ne demişler, kibre kibir sadakadır. Mekke’de inen surelerin ağırlıklı vurgusu inanmayanların akıbeti olan cehennem azabıdır. Davette hep terğib/özendirme, terhib/korkutma ile beraber bulunur.

Meşhur usulcü Şatıbî, Kuranıkerim’deki bu ikili üsluba dikkat çeker ve bunun için uzunca bir bahis açar. Şöyle başlar: ‘Kuranıkerim’de umutlandırıcı bir ayetin yanı başında mutlaka korkutucu bir ayet de vardır. Cennetlikler zikredilir ve bir bakarsınız hemen cehennemlikler de zikredilir. Bazen de bağlamın durumuna göre biri diğerinden daha ağırlıklı olarak zikredilmiş olabilir…’.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sevgi imandandır 29 Nisan 2022 | 259 Okunma İki olay üzerinden iki ilginç kavram 24 Nisan 2022 | 266 Okunma Şeytan nedir? 22 Nisan 2022 | 349 Okunma Teravihin hikâyesi ve tilavetin başına gelenler 17 Nisan 2022 | 795 Okunma Savrulduğumuzun farkında mıyız? 15 Nisan 2022 | 350 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar