FAİZ TUZAĞI
Türkiye’de son yıllarda ekonomik tartışmaların odağı büyük ölçüde “faiz” ve “para politikası”dır. Makro dengelerin bütüncül biçimde ele alınmadığı...
Türkiye’de son yıllarda ekonomik tartışmaların odağı büyük ölçüde “faiz” ve “para politikası”dır. Makro dengelerin bütüncül biçimde ele alınmadığı görülüyor. Sanki geçmişte faiz nas olayı ve planlamanın kaldırılması halkı faizle oyalamanın altyapısını oluşturmak için birer araç olarak kullanıldı.
Planlı kalkınmanın yerini seçim döngülerine göre şekillenen kısa vadeli politikalar aldı. Bu da tasarruf-yatırım dengesini, verimlilik artışını, teknoloji politikaları ve gelir dağılımını dışarıda bırakan bir ekonomi yönetimini ortaya çıkardı.
Ekonomi yönetimi, kamuoyunun ilgisini faizde yoğunlaştırarak enflasyon, üretim düşüşü, işsizlik, gelir eşitsizliği, yoksulluk gibi derin yapısal sorunların tartışılmasını gölgede bıraktı.
Kamuoyunda ekonomi tartışmaları çoğunlukla bankacılar, portföy yöneticileri ve finans analistleri üzerinden yürütülüyor. Bu kişiler, doğal olarak para arzı, faiz, döviz, tahvil gibi kısa vadeli piyasa göstergelerine odaklanıyorlar. Oysa iktisat biliminin alanı; üretim, verimlilik, istihdam, bölüşüm, kamu maliyesi ve yapısal reformlardır. Bu alanlar neredeyse tamamen tartışma dışında kaldı.
Maalesef medya da aynı tuzağa düştü. Haberinden yoruma tüm medya faiz ve MB yıl sonu TÜFE oranını tartışıyor.
Teoride ve uygulamada milli gelir denkliği, Tasarruf- yatırım ve tüketim dengesidir.