Paralel İBB mi?
Dün okumuş ya da görüntüleri izlemişsinizdir. Yeni Şafak , Ekrem İmamoğlu’nun kamuoyunda “para kasaları” diye adlandırılan ekibiyle yaptığı yeni ve muhtemelen en son görüşmenin güvenlik kamerası kayıtlarını yayımladı. Aslında görüşmenin yapıldığının delilleri desek daha doğru olur. Çünkü kameralar yine kapatılıyor. Fakat bu kez bantla değil de peçete ile yapılıyor karartma. Kamuoyu, kameralara bant çekme görüntüleri ortaya çıktığından beri iki meseleyi tartışıyor: 1- Bir belediye başkanının herkese
Dün okumuş ya da görüntüleri izlemişsinizdir. Yeni Şafak, Ekrem İmamoğlu’nun kamuoyunda “para kasaları” diye adlandırılan ekibiyle yaptığı yeni ve muhtemelen en son görüşmenin güvenlik kamerası kayıtlarını yayımladı. Aslında görüşmenin yapıldığının delilleri desek daha doğru olur. Çünkü kameralar yine kapatılıyor. Fakat bu kez bantla değil de peçete ile yapılıyor karartma.
Kamuoyu, kameralara bant çekme görüntüleri ortaya çıktığından beri iki meseleyi tartışıyor:
1- Bir belediye başkanının herkese açık bir otelde yaptığı görüşme öncesinde, güvenlik kameraları neden karartılır?
2- Bir belediye başkanının güvenlik ekibi karartma yapılan görüşme için neden seyyar sinyal kesici ile önlem alır?
İlk sorunun en net yanıtını, bant çekerek karartmayı yapan koruma görevlisi savcılık ifadesinde vermiş. İmamoğlu’nun, İstanbul kar fırtınasına teslim olmuşken İngiliz Büyükelçi’yle görüştüğü Balıkçı Kahraman isimli mekanın görüntüleri sosyal medyaya sızınca böyle genel bir karar alınmış. Yani 2022’nin ocak ayından beri Ekrem İmamoğlu’nun gideceği mekanlardaki kameralar daha önceden bantlanarak, görüntü almaları engelleniyormuş.
Bir belediye başkanı elbette gözlerden uzakta, görüşme yapabilir. Oturup kalkarken, misal sakin sakin kahve içerken kayıt altına alınmak istemeyebilir. Ancak bu bir rutine dönüştüyse, güvenlik görevlileri ellerinde bantla, peçeteyle dolanıp kameraları karartıyorsa bir sürü soru işareti doğabilir. Buradaki uygulama da güvenlik önlemi değil de bir şeyleri örtbas etmeye dönmüş.
İkinci sorunun “valizlere kilitlenen” yanıtlarına gelecek olursak. CHP de tam bu aşamada panik yaptı. Önce İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik valizlerle kameralar önüne çıkıp müsamere ayarında bir savunma yaparak, "Tehdit alan bir isim, tabii ki bu cihazları kullanabilir" dedi. Ardından Özgür Özel, “Erdoğan’a neden jammer çalıştırılıyorsa geleceğin cumhurbaşkanına da ondan jammer çalıştırılıyor” mukayesesi yaptı.
Bu iki savunma aslında kocaman itiraf. Devletin polisinin üst düzey koruması altındaki bir siyasetçiye, bağımsız-paralel ve sistem dışı bir güvenlik protokolü uygulanmış.
Yani Ekrem İmamoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olmak için çıktığı yolda ilk iş devleti pasifize etmeye kalmışmış.
Sadece devlet değil, 16 milyonluk şehrin kendisine emanet edilen belediye yönetimini de geri plana atmış.
Dünkü gazetemizde Burak Doğan imzalı haberin detaylarına odaklanırsak çok ilginç bir veriyle karşılaşıyoruz.
Ekrem İmamoğlu, yolsuzluk operasyonundan 8 gün önce (6 Mart 2025) Etiler’deki Le Meridien Otel’de “para kasalarıyla” buluşuyor. Ancak bu ikinci görüşmesi değil. İmamoğlu bu otelde son altı ayda tam 46 kez toplantı yapmış.
Gazetemizde zaten haberi “İBB’den Çok Bu Otele Gitmiş” manşeti ile verdi. Son altı ayda 46 gizli toplantı… Gözaltı kararından sonra sosyal medyada bir espri yayıldı, “İmamoğlu İstanbul’daki en uzun süresini geçiriyor” diye. Ben de haberi okuyunca, “İstanbul’daysa eğer mutlaka bu oteldeymiş” dedim. Günlere bölünce haftada en az iki, bazı haftalar üç kez gitmiş. Yine habere göre görüştüğü kişiler “para kasaları” diye adlandırılan İBB dışından isimler…
Son 6 ayda 46 kez toplaşılan otel Etiler’de. Google’dan baktım, İmamoğlu’nun başkanlık odasının olduğu Saraçhane’deki İBB binasına 15 kilometre uzaklıkta. Ancak İmamoğlu’nun şaibeli bir satın alma ile üzerine geçirdiği ileri sürülen Emirgan’daki köşküne üç kilometre mesafede. Yani çok yakın. İstanbul ölçeğinde evinin dibinde. Belli ki bu otel İmamoğlu’nun karargahı. İBB’den uzakta, evine yakın.
Zaten buradaki görüşmelerde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dair çok emare yok. Nasıl ki güvenlik önlemleri polisten ve emniyetten bağımsızsa, görüşmeler de İstanbul’dan bağımsız yürütülmüş.
Görüntüleri ve verileri şöyle okuyabiliriz: İmamoğlu, İBB’den aldığı güçle evine yakın bir otelde kendi düzenini inşa ediyormuş. Üstelik aylardır. Ortada resmi Cumhurbaşkanı adaylığı meselesi de yokken.
İlginçtir; gizli, saklı, bantlı görüşmelerde İBB gibi CHP de yok. Karargahı, eve yakın olan bir otel. İstanbul’da paralel bir yönetim inşa edilmiş ve bu ekip CHP’yi de dizayn eden hamlelerin merkezinde yer alıyor.
Kameraları bantladılar ama savcı, o 46 gizli görüşmenin HTS kayıtlarından mutlaka bir katılım hatta örgüt şeması çıkartacaktır.
İstanbul’u gölge isimlerle, CHP’yi de bu ekibin satın alma ve tehditleri ile ele geçiren anlayışın “hangi illegal yapıyı” modellediği bariz değil mi?