Develer, hörgüçler ve Türk-Alman krizi

Dinciliği (ve inancı) deve idrarına kadar düşüren bir yobazlar güruhunun ortalıkta dolaştığı, medyada tartışabildiği bir ortamda, iç politikanın ve dış politikanın “akılcı ve...

Dinciliği (ve inancı) deve idrarına kadar düşüren bir yobazlar güruhunun ortalıkta dolaştığı, medyada tartışabildiği bir ortamda, iç politikanın ve dış politikanın “akılcı ve ülke çıkarlarına göre yürütülmesi” beklenebilir mi? Gelelim Türk-Alman ilişkilerine: 
- Türkiye ile Almanya arasında 1960’lı yıllardan beri gelişmiş ve iki ülkenin de yararlandığı karşılıklısosyal ve ekonomik bağlar vardır. Örtülü bir fiili ortaklık düzeyindedir. 4 milyon insanımız Almanya’nın iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel bir parçası olmuştur. Almanya, Türkiye açısından “onun bize olduğundan çok çok daha gerekli durumdadır”. Necip Şahin gibi Türk sivil toplum örgütlerinin liderleri bu ortamı hazırlamışlardır. 
-1990 sonrası bölgedeki dengeler, Türkiye’nin Batı yanında Rusya ve Asya ile ilişkilerini geliştirmesini daha önemli hale getirdi. Almanya da Rusya ile bir anlamda, “örtülü stratejik ortak” konumundadır. ABD’nin yeni Ortadoğu ve Pasifik projelerine karşı, Rusya ile yakın olmak zorundadır. Tabii doğalgaz gereksinimi de var. 
Ve Ankara’nın BOP’ta parçalanmamak için, Almanya’ya benzer “denge politikalarına” şiddetle ihtiyacı bulunuyor. “Ergenekon, Balyoz ve 15 Temmuz FETÖ operasyonları” bunun yolunu kesmek içindi. 
-Ankara, AKP iktidarı ile özellikle son altı yılda yaptığı büyük hatalar ve dini odaklı uygulamalarla hem bölge ülkeleri hem de ABD ve Avrupa ile kavgalı ve “yalnız” duruma düşmüştür. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sansür, demokrasi ve araçlar 18 Ekim 2022 | 178 Okunma Devlet olmanın nitelikleri 11 Ekim 2022 | 190 Okunma Örtülü iç savaş mı? 04 Ekim 2022 | 249 Okunma Başarı mı, yoksa ... 27 Eylül 2022 | 93 Okunma Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler 20 Eylül 2022 | 153 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar