Erkekler aşk mektuplarını neden saklamaz?
Kadıköy’ün sahaflarında dolaşırken bulduğum ve bir çırpıda okuyup bitirdiğim bir kitap, beni ülkenin sıkıcı gündeminden, bitip tükenmek bilmeyen siyasi tartışmalarından, ekonominin...
Kadıköy’ün sahaflarında dolaşırken bulduğum ve bir çırpıda okuyup bitirdiğim bir kitap, beni ülkenin sıkıcı gündeminden, bitip tükenmek bilmeyen siyasi tartışmalarından, ekonominin belirsizliğinden, 6’lı Masa’nın garipliklerinden, aday-ların kim-ler olacağı sorusundan alıp götürdü.
Sezer Duru’nun, Edebi Şeyler Yayınevi tarafından 2016 yılında basılan “Milena-Kafka’nın büyük aşkı Milena’nın hayatı ve seçme yazıları” isimli kitabından söz ediyorum.
Kafka’nın aşkı Milena Jesenskaya’nın hayatını anlatan bu kitabı okuduğumda, Milena’ya hayran oldum. Bu kitabı okuyana kadar Milena’yı sadece, Kafka’nın ona yazdığı mektuplardan tanıyordum.
Sezer Duru’nun kaleminden hayat hikâyesini ve yazılarından alıntıları okuyunca inanılmaz bir kişilikle tanıştım ve aklıma daha önceden hiç düşünmediğim bir soru geldi.
“Erkekler, aşk mektuplarını neden saklamıyor ya da yok ediyor?”
Çünkü bu türden okuduğum tüm kitaplar, sadece erkeklerin yazdığı mektuplardan oluşuyor. Okuyor ve anlıyoruz ki kadınlar o mektupları her şeye rağmen saklamış. Fakat kadınların erkeklere yazdığı mektupları göremiyoruz. Çünkü erkekler, sevgililerinden gelen o mektupları saklamıyor.