Yavaşlayan dünya ekonomisi
Son zamanlarda Dünya Bankası, IMF gibi kurumlar birbiri ardından dünya ticaret hacmi ve küresel büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize ediyorlar. Yani görünen o ki küresel ekonomide geleceğe yönelik...
Son zamanlarda Dünya Bankası, IMF gibi kurumlar birbiri ardından dünya ticaret hacmi ve küresel büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize ediyorlar. Yani görünen o ki küresel ekonomide geleceğe yönelik beklentilerde iyimserlik azalıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, başkan olmasından günümüze kadar geçen süreçte ABD’yi ve dünyayı etkileyen önemli ekonomik ve siyasi kararlar aldı. Çin’e karşı verdiği ticaret açığını kapatmak için uyguladığı korumacılık politikalarından, Meksika sınırına duvar örmeye kadar birçok radikal kararı almaktan çekinmedi. Hatta bunun için hükümetin kapalı kalmasını dahi göze aldı.
Bu gibi politikaları orta büyüklükteki bir Avrupa ülkesi veya herhangi bir gelişmekte olan ülke uygulasa o kadar sorun oluşturacak bir durum söz konusu olmaz. Fakat söz konusu dünyaya liderlik eden ABD ve finans piyasalarını yönlendiren ABD Merkez Bankası (FED) olunca sorunlar tüm dünya ülkelerini ilgilendiren bir boyuta ulaşıyor.
DÜNYA EKONOMİSİ NEREYE GİDİYOR?
Korumacılık politikaları ve radikal söylemler ile küresel risk iştahının azalma eğiliminde olduğu bir dönemdeyiz. FED’in faiz artış kararı, ABD ve gelişmekte olan ülkelerin borsalarında düşüşlere, hisse senedi gibi yatırım araçlarına talep düşüşüne, altın ve tahvil gibi risksiz yatırım araçlarına ise talep artışına neden oldu.
Bu saydığımız enstrümanlar her ne kadar yatırım aracı olarak görülse de aslında altın ve tahvil doğrudan yatırımı destekleyen enstrümanlar değildir. Fakat hisse senedi doğrudan şirketleri ilgilendiren ve üretimi destekleyen bir yatırım aracı olması nedeniyle önemli.