Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye fobisi

Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla imtihanı 1991 yılına dayanan Türkiye, bu kuruluşlardan ilk yatırım yapılabilir notunu 1992 -1993 yılları arasında aldı. 1994 yılından 2012 yılına kadar geçen 18...

Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla imtihanı 1991 yılına dayanan Türkiye, bu kuruluşlardan ilk yatırım yapılabilir notunu 1992 -1993 yılları arasında aldı. 1994 yılından 2012 yılına kadar geçen 18 yıllık sürede ise Türkiye’nin notu hep yatırım yapılabilir seviyenin altındaydı.

Hatta derecelendirme kuruluşlarından S&P, 1994 yılından bugüne kadar Türkiye’ye hiç yatırım yapılabilir seviyede not vermedi. Türkiye’nin 2002 yılı sonrasında ne Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nda, ne kişi başı gelirinde ne de ihracat ve kamu maliyesinde gösterdiği başarılı performans nedense bu kuruluşun notlarına hiç yansımadı.

Öte yandan 2008 yılında yaşanan küresel ekonomik krizin etkisiyle AB’de bir çok ülke can çekişirken ve ABD’de krizler iflaslar yaşanırken, Türkiye ekonomisinin tüm bunlara rağmen gösterdiği başarı, derecelendirme kuruluşları tarafından bu süre zarfında sürekli görmezden gelindi.

Ta ki 2012 yılına kadar. En nihayetinde 2012 yılında Fitch, 2013 yılında ise Moody’s Türkiye’ye en düşük seviyede yatırım yapılabilir notunu verebildi. Ancak bu da çok uzun sürmedi maalesef. Fitch derecelendirme kuruluşu verdiği yatırım yapılabilir kredi notunu, 2017 yılının başında tekrar yatırım yapılabilir seviyenin altına düşürürken, Moody’s 2013 yılında verdiği yatırım yapılabilir notunu 2016 yılında darbe girişimi sonrasında tekrar geri aldı.

DERECELENDİRME KURULUŞLARININ VERDİĞİ NOTLARI PİYASALAR CİDDİYE ALMIYOR MU?

Aslında kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri taraflı ve siyasi notları artık piyasalar da ciddiye almıyor. En son geçen hafta Moody’s, Türkiye’nin zaten yatırım yapılabilir seviyenin altında olan notunu anlaşılmaz bir şekilde bir kademe daha düşürdü. Diğer ülkelerin göstergeleriyle ve kriterleriyle karşılaştırdığında, Moody’s neden bu notu verdiğini kendisi de anlamamıştır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Enerjide arz ve talep güvenliği 07 Ekim 2021 | 117 Okunma Küresel enerji arz güvenliği krizi mi? 04 Ekim 2021 | 62 Okunma Dünyada doğal gaz sorunu 30 Eylül 2021 | 153 Okunma Enerji arz güvenliğinin önemi 27 Eylül 2021 | 91 Okunma Türkiye Paris anlaşmasını imzalıyor 23 Eylül 2021 | 186 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar