Eylül ayının hatırlattıkları…
2000’li yılların politik-ekonomi gündemini baştan aşağı değiştiren Eylül ayı akıllara hep iki travmayı getiriyor: 11 Eylül saldırısı ve Lehman Brothers’ın batışıyla başlayan...
2000’li yılların politik-ekonomi gündemini baştan aşağı değiştiren Eylül ayı akıllara hep iki travmayı getiriyor: 11 Eylül saldırısı ve Lehman Brothers’ın batışıyla başlayan 2008 küresel krizi.
Bu olaylardan birincisi ülkelerin güvenlik politikalarını sorgulamaya ve yeni krizlere yol açacak gelişmelere gebe olurken; 2008 finansal krizi ise liberalleşen küresel ekonomide ülkelerin birbirine ne kadar entegre olduğunu göstermiş oldu.
Küresel ekonominin aktörleri ise hala 2008 krizi sürecinde yaşananları değerlendirmeye devam ediyor. Krizin geleceğinin öngörülememesinden sürecin iyi yönetilememesine kadar bir çok itiraf geç olsa da geliyor.
Örneğin, OECD Genel Sekreteri Angel Gurria 2008 krizi öncesinde gidişatı göremediklerini ve yanıldıklarını itiraf etti. 2008 krizinin en önemli aktörlerinden olan eski FED Başkanı Ben Bernanke ise yaşanan finansal krize sebep olan gelişmenin bankacılık sektöründe yaşanan panik olduğunu dile getirdi.
Yaşanan olayların üstünden 10 yıl geçmesine rağmen hala küresel krizin neden ortaya çıktığının ve sürecin nasıl yönetildiği sorularına ortak bir cevap almanın mümkün olmadığı bir süreçten geçiyoruz.
IMF ise hafta içi sosyal medya üzerinden yaptığı bir anket ile dünyanın olası yeni bir ekonomik krize daha iyi hazır olup olmadığını sordu ve yüzde 79’luk bir oran ile hayır cevabı çıktı.