Cari açıktan kurtulmak
Türkiye ekonomisi için şimdilik sorun olmaktan çıktıysa da yıllardır ekonominin en önemli meselelerinden birinin cari açık olduğu tartışma götürmez. Çünkü ekonomide ithalata yüksek oranda...
Türkiye ekonomisi için şimdilik sorun olmaktan çıktıysa da yıllardır ekonominin en önemli meselelerinden birinin cari açık olduğu tartışma götürmez. Çünkü ekonomide ithalata yüksek oranda bağımlılık, en önemlisi de üretim artışına bağlı olarak artan enerji talebi ve enerjide dışa bağımlılık, cari açığın sürekli bir hal almasına neden olmakta.
Diğer yandan yapısal olarak ortaya çıkan cari açığın nasıl finanse edileceği konusunda oluşabilecek problemler ve neden olacağı kırılganlıklarda cari açık sorununun daha kronikleşmesine neden oluyor.
CARİ AÇIK DEĞİL CARİ FAZLA VAR
Türkiye geçmişte farklı dönemlerde yüksek cari açık–yüksek ekonomik büyüme seçeneğini tercih etti. Bu tercihin ekonomiye maliyeti maalesef yüksek oldu. Çünkü yüksek cari açığın finansmanı kolay olmuyor ve bunun neden olduğu tahribatın tüm ekonomik göstergelere yansıması yüksek ekonomik büyümeyi istenmeyen bir politika tercihi haline getiriyor.
Geçen yıl yaşanan kur şoku sonrasında açıklanan Yeni Ekonomi Programı ile beraber ekonomide cari açığın kontrol altına alınması ve düşen cari açığın sürdürülebilirliğinin sağlanması için yeni politika tercihleri ortaya konuldu. Bu politika değişikliği de cari açığın azalmasına hatta cari fazlanın oluşmasına katkı sağladı.
TCMB verilerine göre Türkiye ekonomisi 2018 yılının ilk dokuz ayında 29.2 milyar cari açık verirken, 2019 yılının ilk dokuz ayında yani aynı dönemde 3.7 milyar dolar fazla verdi. Artık cari açık değil cari fazla veriyoruz.