Şeker piyasası yönetilmiyor denetlenmiyor

Nişasta bazlı şeker üreticilerinden Cargill Yönetim Kurulu Başkan Dr. Ediz Aksoy ile piyasadaki sorunları konuştuk. Son birkaç yıldır Şeker Kanunu’nun uygulamasında ciddi sorunlar yaşadıklarını...

Nişasta bazlı şeker üreticilerinden Cargill Yönetim Kurulu Başkan Dr. Ediz Aksoy ile piyasadaki sorunları konuştuk. Son birkaç yıldır Şeker Kanunu’nun uygulamasında ciddi sorunlar yaşadıklarını, örneğin arz-talep dengesine göre her yıl yüzde 40 oranında artırılan nişasta bazlı şeker kotasının 1 Eylül 2016’dan sonra artırılmadığını, 2017/2018 pazarlama yılına ilişkin şeker kotalarının, hem pancar hem mısır bazlı şeker üretimi için, hala belirlenmediğini söyledi.

Regülasyon ve denetimi Şeker Kurumu’nun yaptığını ama 2016 Ağustos’ta görev süresi dolan üyeler yerine atama yapılmadığı için işlevselliğini yitirdiğini kaydeden Aksoy, 2017 Şubat ayında Şeker Kurumu’nun Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na devredileceğinin resmi olarak açıklandığını ama bugüne kadar hiçbir ilerleme kaydedilmediğini söyledi.

VERGİ KAYBI HESABI

Kanunla regüle edilen bir sektörün yaratılan fiili durumla denetimsiz kalmasının sonuçlarını sorduğumda Ediz Aksoy, zaten varolan kaçak şeker ve faturasız işlemlerin arttığını söyledi. Arz-talep açığından dolayı pazara kayıt dışı yollarla nişasta bazlı şeker girişi olduğunu, bunun haksız rekabet oluşturduğu gibi, vergi kaybı gibi önemli ekonomik sonuçları olduğuna dikkat çekti. Hangi şartlarda üretildiği, hammaddesinin nerede, nasıl yetiştirildiği bilinmeyen kaçak şekerin halk sağlığı açısından risk oluşturduğunu kaydeden Aksoy, böyle sürerse, arz-talep açığından dolayı yerli üretim yerine ithalatın çok hızlı artacağını, bunun da cari açığı arttırıp, ticaret dengesini iyice bozacağını kaydetti.

Mevcut 1 milyon tonluk talebe karşılık 265 bin tonluk üretim kotasının, pazarda var olan talebi karşılamaktan uzak olduğunu kaydeden Aksoy, aradaki farkın Ekonomi Bakanlığı tarafından açılan ve büyük gıda şirketleri tarafından kullanılan “tarife kontenjanına bağlı ithalat” gibi yollarla veya kayıt dışı piyasa kanalıyla kapatıldığını söyledi. Uygulanan kotalar nedeniyle zamanla oluşan kayıt dışı piyasanın yol açtığı yıllık kaybı, kendilerinin “500 bin ton nişasta bazlı şeker karşılığı milli gelirde 750 milyon TL eksiklik” olarak hesaplayan Aksoy, tahmini 250 milyon TL’lik vergiye tabi matrah üzerinden 50 milyon TL’lik Kurumsal Vergi ve 80 milyon TL KDV kaybının sözkonusu olduğunu söyledi.

Nişasta bazlı şeker üretiminin durmasının, sektörün hammadde sağladığı gıda ve içecek sektörünü olumsuz etkilediği gibi, bu sektörde yeralan küresel ve yerel şirketlerini etkileyeceğini belirten Aksoy, ayrıca son dönemde hep konuşulan ‘gıda fiyatlarının enflasyona etkisi’ni daha da artıracağını hatırlattı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
TUSAF un ihracatının artması için rejim değişikliği istiyor 29 Nisan 2019 | 204 Okunma Faiz indirim beklentisi yine ötelendi 23 Nisan 2019 | 161 Okunma Huawei, 5G dahil ayrımcı olmayan politikalar istiyor 22 Nisan 2019 | 98 Okunma Beklentileri olumluya çevirmek 15 Nisan 2019 | 1.272 Okunma Tedbirler finans ağırlıklı 11 Nisan 2019 | 163 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar