Görüldü ki gereken yapıldığında normalleşme başlıyor

Son ayda yaşananlar, gereken yapıldığı takdirde ekonomide normalleşmenin sağlanabileceğini açıkça gösterdi. Tüm olarak normalleşme sağlanabildi mi derseniz, henüz sağlanamadığı, daha...

Son ayda yaşananlar, gereken yapıldığı takdirde ekonomide normalleşmenin sağlanabileceğini açıkça gösterdi. Tüm olarak normalleşme sağlanabildi mi derseniz, henüz sağlanamadığı, daha yapılacak çok şey olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Ekonomide yaşanan kriz havasının göstergelerinden olan kurlarda geçen ay ciddi bir gerileme yaşanırken, faiz oranlarında da geçen hafta düşüş başladı. Yılbaşından bu yana baktığınızda gelinen kur ve faiz oranlarının gerilediği seviye bile hâlâ çok yüksek. Bırakın gelişmiş ülkeleri gelişmekte olan ülkelerde bile yılbaşından bu yana milli parası bu kadar yüksek değer kaybına uğramış, enflasyonu ve faiz oranları bu kadar yükselen başka bir ülke yok. Kısacası son bir aydaki olumlu gelişmelere rağmen hala makro dengeleri düzeltecek iyileşme sağlanabilmiş değil. Özel sektörü bu kadar borçlu, bu kadar yüksek döviz ihtiyacı olan bir ekonominin toparlanabilmesi için mevcut kur ve faiz seviyeleri de yeterli değil. Kur ve faiz oranlarının geri gelmeye devam etmesi ama her şeyden önce yönün istikrarlı görünüm vermesi ve kalıcı olacağına ilişkin güvenin yeniden sağlanabilmesi, hala en büyük öncelikler olarak ortada.

Peki, son bir aydaki olumlu gelişmeler nasıl sağlandı derseniz; geç de olsa gerekenin yapılmasına bağlı olarak sağlandı. Eylül ayında Merkez Bankası’nın faiz oranlarını şok denecek ölçüde artırması, ardından Rahip Brunson’un serbest bırakılıp ABD ile ilişkilerin yumuşaması, AB ile yeniden köprü kurma çabaları bu gelişmelerde en önemli etkenler. Bu arada Yeni Ekonomi Programı gibi gerçekçi olarak algılanan ekonomik metinlerin ortaya çıkıp, piyasaları rahatlatmaya dönük alınan kararlar da, tabi ki bu iyileşmede önemli rol oynadı. Ancak kimse piyasaya müdahale sayılabilecek indirim kampanyaları ya da denetimlerle bu gelişmenin sağlandığını düşünmesin, çünkü herkes biliyor ki bu adımlar geçici ve aşırı kullanıldığında ters tepen adımlar.

ENFLASYON VE BİRİKEN YÜKLER

Peki, normalleşme tam sağlanamadıysa daha yapılacak ne var diyebilirsiniz. Her şeyden önce daha çok adım ve uzun bir yol olduğunu söylememiz gerekiyor.

Girilen yoldan sapılmaması ve “istikrar için gerekenin yapılacağına devam edileceği” algısı çok önemli. Örneğin geçen hafta otomobil, beyaz eşya ve mobilyadaki vergi indirimlerinin, mali disiplin için nasıl sakıncalı bulunduğunu, piyasa tepkisiyle çok açık gördük. Yerel seçimler yaklaşırken, bu tür yeni gevşetici kararların daha fazla alınmaması gerekiyor. Çünkü hâlâ olumsuz beklentiler tam olarak kırılabilmiş değil.

Bugün ekim ayı enflasyonu açıklanıyor, bence yıllık enflasyon küçük de olsa artmaya devam edecek. 2019 Mart sonunda ise en yüksek enflasyonu görebiliriz. Mevcut enflasyon oranlarının içinde gereken akaryakıt zamlarının olmadığını, tütün gibi enflasyonu etkileyen mallarda zamların tutulduğunu, geçici vergi indirimlerinin sonra fazlasıyla çıkacağını, toptan eşya fiyat artışlarının hala tüketici enflasyonun iki katı olduğunu, iç talep artışında perakende fiyatlara yansıyacağını da unutmayalım.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
TUSAF un ihracatının artması için rejim değişikliği istiyor 29 Nisan 2019 | 204 Okunma Faiz indirim beklentisi yine ötelendi 23 Nisan 2019 | 161 Okunma Huawei, 5G dahil ayrımcı olmayan politikalar istiyor 22 Nisan 2019 | 98 Okunma Beklentileri olumluya çevirmek 15 Nisan 2019 | 1.272 Okunma Tedbirler finans ağırlıklı 11 Nisan 2019 | 163 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar