İrticayı ve Kubilay’ın kesik başını unutmayın

Sevgili okurlarım, bugün yine aynı geleneksel Kubilay yazımla karşınızdayım. Onun feci bir biçimde şehit edilmesini her yıl, olayın yıldönümünde anmayı bir görev bilirim. Türkiye Cumhuriyeti bundan tam...

Sevgili okurlarım, bugün yine aynı geleneksel Kubilay yazımla karşınızdayım. Onun feci bir biçimde şehit edilmesini her yıl, olayın yıldönümünde anmayı bir görev bilirim.
Türkiye Cumhuriyeti bundan tam 88 yıl önce, 23 Aralık 1930 günü korkunç bir irtica olayına tanık olmuştu. O sabah İzmir’in Menemen İlçesi’nde tuhaf şeyler oluyordu. Sabahın erken saatlerinde dördü silahlı, altısı çember sakallı yobaz Menemen belediye meydanında tekbir getirerek dolaşmaya başladı.
Çember sakallıların başlarında sarık, sırtlarında cübbe vardı.
Atatürk dönemi idi. Devrimler yapılıyordu.
Bu altı kişi “Biz şeriat ordusuyuz” diyerek meydandaki Müftü Camii’ne girdiler. Elebaşıları olan Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini “Mehdi” olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi. Arkalarında 70 bin kişilik bir Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini tebliğ etti.
Derviş Mehmet isimli sapık ve arkasındaki yobazlar camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar. Yoldan geçen birine meydanda bir çukur kazdırıp bayrağı oraya diktiler. Yobazlar bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye ve zikir yapmaya başladılar. Bir yandan da bağırıyorlardı:
“Şapka giyen kafirdir. Yakında yine şeriata dönülecektir… Bize kurşun işlemez…”
İşin acı yanı, Menemen ahalisinden bazıları bunlara alkış tutmaya başlamıştı!

★★★

Olaylar ilçedeki askeri birliğe duyuruldu. Alay komutanı, emrindeki yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay’ı bir manga askerle birlikte oraya gönderdi. Silahlarında mermi yoktu. Süngü takıp olay yerine gittiler. Kubilay askerlerini meydan girişinde bıraktı ve yobazlara “Teslim olun” çağrısı yaptı. İşte o anda yobazlardan biri silahını çekip ateş etti ve Asteğmen Kubilay yaralanıp yere düştü.
Ayağa kalkıp cami avlusuna doğru kaçmaya çalıştı ama gücü tükenmişti. Orada tekrar yere düştü. Çevredeki kalabalık ise paniğe kapılmıştı, kaçıyordu.
Derviş Mehmet ve yobaz güruhu işte o anda Kubilay’ın başına çöktüler. Mehmet çantasını açıp testereli bağ bıçağını çıkardı…
Ve yaralı yedek subay Kubilay’ın başını oracıkta kıtır kıtır kesip gövdesinden ayırdı.
Saçlarından tuttuğu kesik baş, şimdi Derviş Mehmet’in elindeydi.
Yeşil bayrağın sopasına kesik başı dikmeye çalıştılar ama bir türlü başaramadılar. Bunun üzerine birileri bunlara ip getirdi. Kesik baş yeşil bayrağın takılı olduğu sopaya iple bağlandı.
Bütün bunlar olurken yine tekbirler getiriliyor, “Ey ahali din elden gidiyor, şeriat isterük” sesleri Menemen’de yankılanıyordu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türk’ün Türk’e propagandası! 01 Aralık 2023 | 215 Okunma Geçmişten günümüze banker piyasası 30 Kasım 2023 | 229 Okunma Varoş bankerlerinden yüksek sosyeteye 29 Kasım 2023 | 421 Okunma Kendim ettim kendim buldum... 28 Kasım 2023 | 571 Okunma Suudiler işi kotarmış bile!.. Kanarya ve Cimbom nerede? 25 Kasım 2023 | 238 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar