Deniz Yücel davasından ne kazandık ne kaybettik?

Başbakan Binali Yıldırım Almanya ziyareti öncesinde beklentisini açıkladı: “Ümit ederim ki kısa bir sürede serbest kalmış olur.” (14 Şubat 2018, Alman ARD Televizyonu mülakatı) Asıl...

Başbakan Binali Yıldırım Almanya ziyareti öncesinde beklentisini açıkladı: “Ümit ederim ki kısa bir sürede serbest kalmış olur.” (14 Şubat 2018, Alman ARD Televizyonu mülakatı)

Asıl açıklama ise Yıldırım-Merkel görüşmesi sonrası geldi. Merkel bir yıldır söylediklerinden pek farklı bir şey söylemedi aslında. Şöyle söyledi:

“İddianame hazırlanmamış olmasına rağmen tutuklu bulunuyor. Bir yıl sonrasında artık bir iddianamenin hazırlanmasına ilişkin bir umut taşıyoruz. Konunun aydınlatılması açısından hukuk devleti ilkelerine saygı duyulması gerektiğini ve hukuk devleti ilkelerini görüştük. 3 milyon Türk kökenli insan Almanya’da yaşıyor. Bu açıdan çıkarlarımızı ilerletmek açısından ilişkimizi güvenle yürütmek önem taşımaktadır. Türkiye çıkarlarını gözetmelidir.” Merkel’den Başbakan Yıldırım söz aldı. Ki asıl Yıldırım’ın ne söyleyeceği önem taşıyordu:

“Türkiye hukuk devleti, yargının işi ayrı, siyasetin işi ayrı. Deniz Yücel’in üstüne atılan suçlar var, bunlarla ilgili hakim karşısına çıkacak. Her mahkemeye çıkış bir umuttur. Bir an önce hakim karşısına çıkmasını telkin ediyoruz. Yakın zamanda böyle bir gelişme olur. Bu konu da artık Türkiye Almanya arasında ilişkilerimizi bloke eden bir husus olmaktan çıkar.” ( 15 Şubat 2017)

***

Başbakan Yıldırım’ın açıklamasındaki iki cümlenin altını çizelim.

Deniz Yücel’in üstüne atılan suçlar Bu konu artık Türkiye Almanya arasında ilişkilerimizi bloke eden husus olmaktan çıkmalı Deniz Yücel’in “üstüne atılan suçlar” konusuna bakacak olursak...

Hatırlayalım bakalım Deniz Yücel hakkında daha savcılar iddianame yazmadan, savcılardan önce hüküm veren haberlere, atılan manşetlere, yazılan yazılara, yapılan açıklamalara.

Şöyle bir profil ortaya koydular kamuoyunun önüne...

Karşımızdaki “kesinlikle” gazeteci görünümlü azılı bir teröristti.

PKK’nın üst düzey yetkilileri ile şifreli iletişim içindeydi.

Sık sık Kandil’e çıkıp geliyordu ve Kandil’de bulunduğu sıralarda bölgede terör eylemleri artıyordu.

THKP-C, FETÖ ile yakın irtibat ve ilişkiler içindeydi.

PKK’lı yöneticiler ile aynı telefon baz istasyonlarını kullanıyordu.

AK Parti içerisindeki sağduyu sahibi isimlerden ve hukukçu bir kimliğe sahip olan Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bu konuda “Deniz Yücel gazeteciden ziyade aktivist.

Propaganda kavramı çok geniş yorumlanıyor. Tutuklama kararı çok sorunlu” dediği ve böylesi sorunlu bir tutuklama kararının zaten zorlu bir süreçten geçen ülkemizin hukuk devleti imajına, dahası Türkiye Almanya ilişkilerine zarar vereceğini söylediği, dahası “herkese terörist demek terör kavramının içini boşaltır, Türkiye’nin terörle mücadelesine zarar verir” dediği için, gazeteci görünümlü troller tarafından linç edildi ve “davaya zarar vermekle” itham edildi.

Ve evvelsi gün Deniz Yücel için sayaç işlemeye başladı.

Çıktığı mahkeme umut oldu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Olacağı buydu: Ve devlet temellerinden sarsılıyor 08 Ağustos 2025 | 1.019 Okunma Bir hakim ve bir savcı: Bütün mesele bu… 06 Ağustos 2025 | 647 Okunma Ama “onlar” yeni duydular! 05 Ağustos 2025 | 459 Okunma Komisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 02 Ağustos 2025 | 124 Okunma AK Partinin çıraklık ve şahlanış dönemine ait iki hadise… 31 Temmuz 2025 | 1.040 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar