Aile Yılında Aile İçi Şiddetin Önüne Geçmek: Psikologlar İçin Meslek Yasası
Psikoloji alanının ticaretleşmesi ve etik düzenlemelerin eksikliği, halkın gözünde bu mesleğe karşı ciddi bir güven kaybına neden olmaktadır. Önceden psikolojik destek almanın toplumda bir tabu olduğu...
Psikoloji alanının ticaretleşmesi ve etik düzenlemelerin eksikliği, halkın gözünde bu mesleğe karşı ciddi bir güven kaybına neden olmaktadır. Önceden psikolojik destek almanın toplumda bir tabu olduğu dönemlerden geçmişken henüz bu algı yavaş yavaş kırılmaya başlamıştır. Pandemi süreciyle birlikte psikolojik desteğin önemi daha fazla vurgulanırken, etik dışı uygulamalar, sosyal medya fenomeni haline gelen “uzmanlar” ve denetimsizlik, halkın yeniden bir güvensizlik geliştirmesine neden olmaktadır.
Özellikle mesleğin popülerleşmesi ve bazı kişilerin sadece maddi kazanç veya şöhret için bu alana yönelmesi, psikolojik destek arayan bireylerin tedaviye karşı umutsuzluk ve şüphe duymasına sebep olurken; “Beni bunlar mı tedavi edecek?”, “Zaten ne söyleyeceklerini biliyorum.” gibi düşünceler, insanların terapiye olan inancını kaybetmesine ve destek almaktan kaçınmasına yol açmaktadır. Daha da kötüsü, etik dışı uygulamalar ve gizlilik ihlalleri, insanların mahremiyet kaygısını arttırmaktadır.
Bu durum ileriye dönük, geri döndürülemez psikolojik kaygılar yaratırken, insanlar gerçekten ihtiyaç duydukları halde bile yardım almaktan kaçınmaktadırlar. Sonuç olarak, psikolojik rahatsızlıklar kronikleşmekte, çözülmesi zorlaşmakta ve bu da toplumsal düzeyde daha büyük sorunlara yol açmaktadır.
Bu konuda atılması gereken en önemli adımlardan biri, psikoloji alanında meslek yasasının çıkartılmasıdır. Etik standartların belirlenmesi, meslek içi denetimin artırılması ve uzmanların belirli yeterlilikleri karşılaması zorunlu hale getirilmelidir. Halkın rehabilitasyon sürecine ve uzmanlara olan güvenini yeniden kazanabilmesi için yalnızca yasalar değil, aynı zamanda toplumun bilinçlendirilmesi de önemlidir.
Yıllardır süren bu karmaşa, mesleğin itibarsızlaşmasına neden olmakta, “Merdiven altı” olarak tabir ettiğimiz, hiçbir eğitim almadan insanları yanlış yönlendiren kişiler nedeniyle çare arayan bireylerin umutları tükenmekte ve bu alandan alacakları faydadan vazgeçmelerine yol açmaktadır.
Denetimsizliğin ve etik ihlallerin önüne geçilmezse, psikolojik destek almak isteyen bireyler daha fazla zarar görebilir ve toplumun genel ruh sağlığının olumsuz etkilenmeye devam etmesi öngörülmektedir. Bu nedenle, hem devletin hem de meslek örgütlerinin bu konuda daha ciddi adımlar atması gerekmektedir.