Beşiktaş Terör Örgütü

Ergenekon Davasının F Yargıçları ve F Savcılarının yargılanması dün başladı. Biz de bu davaya müdahil olarak katılmak üzere dilekçemizi verdik. O davada tarafız. Şimdi taraf olmuyoruz, Ergenekon...

Ergenekon Davasının F Yargıçları ve F Savcılarının yargılanması dün başladı. Biz de bu davaya müdahil olarak katılmak üzere dilekçemizi verdik. O davada tarafız. Şimdi taraf olmuyoruz, Ergenekon tertibinin başladığı günden beri, on yıldır tarafız.
Silivri’de yargılamanın başladığı ilk gün savcıların Cumhuriyet savcısı değil, F Savcısı olduğunu belirtmiştim. Daha sonraki süreçte Beşiktaş Terör Örgütüne bağlı yargıçlara, "Biz o hücrelerden çıkacağız ve sizler o hücrelere gireceksiniz" diye seslendim. Öyle olacağını biliyordum. Çünkü Türkiye’nin birikimine güveniyordum.
Yargılama boyunca, bu davanın ABD emperyalizminin müdahalesiyle tezgâhlandığını, Ergenekon tertibini Fethullahçı Gladyo’nun yürüttüğünü, FETÖ’nün Beşiktaş Adliyesinde bir terör örgütü kurduğunu, bu örgüt mensuplarının yargıçlardan, savcılardan ve polis yöneticilerinden oluştuğunu kanıtlarını göstererek vurguladım. Bugün bu köşede, dokuz yıl önce13 Kasım 2009 günlü duruşmadaki sözlü açıklamalarımı yayınlıyorum. Yarın ve öbür gün duruşmalarda Fethullahçı Gladyo’yu sergileyen açıklama ve dilekçelerimi yayınlamaya devam edeceğiz.
O davada gerçek bir Cumhuriyet yargıcı da vardı: 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün. O da taraftı, Türkiye tarafındaydı, hukukun ve adaletin tarafındaydı. O da tertiplere hedef oldu ve kahramanca mücadele etti. Adı Türkiye yargısının anıt listesine yazıldı. 
13 Kasım 2009 günlü duruşmadaki konuşmamı buraya aynen alıyorum:

KİMLER O GİZLİ TANIKLARI O YALANCILARI ÖRGÜTLEDİ
Sayın Başkan, Siz de saptadınız. Dün bu salonda yeni bir kovuşturma, yeni bir dava başladı. Savcılar, Osman Yıldırım’a soru sorarken nesnel bir soruşturma yaparak, "acaba biz mi sana bu yalanları söylettik? Hangi savcılar, hangi polisler yoksa Zekeriya Öz’mü seni bu böyle yalan konuşturuyor, Nihat Taşkın mı, Mehmet Ali Pekgüzel mi, Ankara’ daki avukat Mehmet Eren mi söyletiyor?" diyorlar. 
Bu çok önemli bir gelişme. Kim bu yalancıları, gizli tanıkları örgütlüyor? 
Bilindiği gibi, bu davanın konusu bir takım gizli tanıklara ve oradan buradan peydahlanmış kimselere söyletilen yalanlar değil. O, ayrı bir suç... Bu davanın konusu gizli tanıklara yalanlar iftiralar söyletilmesi değil! Gizli tanık Osmanıma, Anadoluya, Dilovasına kimler bu yalanları söyletiyor! Örgütlü bir biçimde tanık uydurulup, suç işleniyor. Savcılar dünkü sorularında bir anlamda "Seni Zekeriya Öz mü yalan söyletiyor, hangi polis, hangi savcı söyletiyor." diyorlardı.

SAVCILAR VE YARGIÇLARIN YARGILANMASI NE ZAMAN BAŞLADI
Bu davada artık savcıların bu suçları yargılanır oldu. Birden savcıların sanık, şüpheli konumuna düştüğünü gördük. İddia makamı, kendi savunmasının ön hazırlıklarına başladı. Tabii savcıların da hakları var. İleride diyecekler ki, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden tutanakların getirtilmesine karar verilsin. O zaman,   Osman Yıldırım diyecek ki "bana yalan söyleten bu savcılar değil". Savunmalar şimdiden hazırlanıyor.

TÜRK YARGISI İÇİNDEKİ GİZLİ ÖRGÜT
Neyin savunması? Bir gizli örgüt kurulmuş Türk Yargısının içinde! Kim Tuncay Güneye bu yalanları söyletti? Kim Tuncay Güney’i İstanbul Emniyetine getirtip o yalanları söyletti? Kim hangi örgüt?
Biz de bir örgütün peşindeyiz. Biz savcıların yaptığı gibi önce sanıkları saptayıp... sanık Aykut Cengiz, sanık İlker Başbuğ, Uğur Dündar... Sanık Aykut Cengiz Engin’in delillerini toplayın bakalım. Önce sanığı tespit edip sonra suç üretmek. Biz bu yöntemi benimsemiyoruz. 
Biz, olgudan, olaydan, fiillerden sanığa doğru gidiyoruz. Kim Tuncay Güney’i örgütledi? Kim onu Amerika’ya götürdü? Kim o alçakça iftiraları yazdırttı?   Kim MİT Müsteşarı Atasagun’a o bilgi kirliliği dediği şeyleri rapor haline getirtti? Kim Tuncay Güney’i 2008 yılında Alpaslan Evrenosoğlu kimliğiyle İstanbul’a getirdi, üç ay İstanbul’da tuttu? Kim İzmir Pasaport Dairesi’nden yalan bilgi göndertiyor? Kim Yeşilköy deki kayıtları göndermiyor? Kim bunları örgütlüyor, kim gizli tanık Anadolu peydahladı? 
Bakın ben onun adını söylemiyorum. Söylersem Silivri Adliyesine ihbarda bulunacaklar. Ümit Sayın, Anadolu olmadan önce "beni Zekeriya Öz çağırdı, İşçi Partililer ne yapıyor, hangi faaliyetleri yürütüyor?" diye sordu demişti. Bunu zabıtlara geçirttim. Şimdi savcılara mektup yazmış, "niye bana vaatlerinizi tutmuyorsunuz?" diye soruyor. Mahkemeye de yazmış, duyuyoruz. "Niye bana Aydın Yüksek’e yaptığınızı yapmıyorsunuz?" diye soruyormuş. Ergenekon Örgütü tasarım dairesine mektuplar geliyor, oradan biliyoruz.
Kim bunları yapıyor? Hangi hakim yapıyor?
Kim hapisteki Perinçek ve İlsever’in evindeki telefonları dinlensin diye yazı getiriyor da o hakim buna ses çıkartamıyor? O hakim örgüte karşı duramıyor. Hakim karşı çıkamıyor. Bir örgüt var. O örgüt hakime kanunsuzluk yaptırıyor; hakim başını kaldıracak olsa telefon dinleniyor. Örgüt burada. O Yargıtay krokisini yapanlar santrale dinleme cihazı koyuyor. Yargıtay santraline kulağı yerleştirenler krokiyi çıkarmış. Yargıtay’a tehdit İşçi Partisi’nden değil! Yargıtay tehdit santraline dinleme aleti koyandan geliyor. 

TÜRK YARGISINA BALYOZ
13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı bu duruşmalar başlarken "belki beni de dinliyorlar" dedi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanını, İstanbul Başsavcısını, Yargıtay’ı Danıştay’ı kim dinler, kim? Kim dinler, kim şantaj yapar? Hangi örgüt? Biz savunmamızı bunun üzerine kuruyoruz. Bugün Yargıya balyoz iniyor. Ben demiyorum HSYK söylüyor.
Biz davamızı bunun üzerine kurduk.
Yargıya bir balyoz indirilmektedir. Bunu Yargıtay, HSYK söylüyor. Anayasa Mahkemesi başkanvekili dinleniyor. Dinleten İBDA-C dergisinin temsilciliğini yapmış olan Haşim Kılıç dinliyor. O örgüt dinliyor.

GENELKURMAY’A GİREN FARELER
TSK içinde kim 3000 tane evrakı ele geçiriyor? Bu ordu nasıl savaşacak? Genelkurmayın içine fareler girmiş. Kim ıslak imzalı sahte belgeler düzenliyor? Genel Kurmay Başkanı bile o örgütten korkuyor. Genelkurmay karargahında hiç öyle belge olur mu? Genelkurmay Başkanı hangi örgütten korkuyor? Biz bu gizli örgütü ortaya çıkarmak istiyoruz.
Söz verdik o 4 CD den bahsetmeyeceğiz. Dünkü Hürriyet Gazetesi diyor ki "İşçi Partisi [Bugün Vatan Partisi] genel merkezinde Nusret Senem’in bilgisayarında 50’yi aşkın hakimin isimleri telefonları ele geçirdi"
Bu belge İşçi Partisi’nde çıkmadı! 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Filistin kazanırsa ‘Kürdistan’ kaybeder ‘Kürdistan’ kazanırsa Filistin kaybeder 19 Nisan 2024 | 1.629 Okunma Ey Açık ve Sinsi İran düşmanları! İkinci İsrail planının hizmetindesiniz! 16 Nisan 2024 | 997 Okunma Bayramlaşmak bugün millî devletimiz için kahramanlık görevlerine sarılmaktır 10 Nisan 2024 | 62 Okunma Yusuf Has Hacib’in dilinden sesleniş! Üryan geldik üryan gideriz 09 Nisan 2024 | 240 Okunma Ramazan’ın tanımladığı insan ve toplum 08 Nisan 2024 | 160 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar