Bir edebiyat müzemiz yok

ÖZEL müzelerin açılmasıyla, gerek Türk gerek yabancı birçok ustanın eserlerini görme imkânını bulduk. Türk ziyaretçisi de bu sergiler aracılığıyla, dünyanın en önemli ressam ve...

ÖZEL müzelerin açılmasıyla, gerek Türk gerek yabancı birçok ustanın eserlerini görme imkânını bulduk. Türk ziyaretçisi de bu sergiler aracılığıyla, dünyanın en önemli ressam ve heykeltıraşlarını tanıdı.

Kişilerin yanı sıra akımları, onların öncülerini tanıtan sergiler için kapsamlı kataloglar yayımlandı.

Eski ustalarla birlikte kavramsal sanata değin sergiler de açıldı.

Bu müzelerde etkinlikler düzenlendi, söyleşiler yapıldı, filmler gösterildi, konserler verildi. Çeşitli sanat türlerini yaşatan mekânlar oldu müzelerimiz, özellikle özel müzelerimiz.

Ne yazık ki, İstanbul’da bir edebiyat/edebiyatçı müzesi yok. Belediyeler zaman zaman bir ressamın, heykeltıraşın, sanatçının kişisel eşyasını, gündelik yaşamında kullandıklarını sergiliyorlar ama sergi bittikten sonra bir depoda çürümeye terk ediliyor.

Oysa edebiyat müzesi, bir yazarın, şairin yazdıklarıyla yaşadıkları arasındaki köprüyü kuran yanıyla önem taşır. İstanbul’da, edebiyatçı müzesi olarak Tevfik Fikret, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Sait Faik Abasıyanık, Orhan Kemal müzeleri gösterilebilir. Bunlar da kişisel birer müzedir, kendi evlerinde açılmıştır.

Oysa dünyanın sayılı kitap fuarlarında ‘onur ülkesi’ seçilen Avrupa ülkelerinin en dikkati ve ilgiyi çeken sergisi, edebiyat müzelerinden alınan eşyadır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sinemanın hayatımızdaki yeri 05 Aralık 2025 | 56 Okunma Her mektuba cevap alınamaz 02 Aralık 2025 | 31 Okunma Vivaldi’nin kuşları yüzde 15 azalmış 30 Kasım 2025 | 23 Okunma Niçin, neden okuyoruz 27 Kasım 2025 | 211 Okunma Polisiye eserleri sevenlerin dergisi 25 Kasım 2025 | 149 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar