Yaşasın Cumhuriyet!

Siz hiç, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir meslek dalının “suç değildir” diye savunulduğunu duydunuz mu? Sanmam. Ama “gazetecilik suç değildir” cümlesini son zamanlarda sık sık...

Siz hiç, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir meslek dalının “suç değildir” diye savunulduğunu duydunuz mu?

Sanmam.

Ama “gazetecilik suç değildir” cümlesini son zamanlarda sık sık duyduğunuzdan eminim.

Bu ifade, gazetemizin dünkü “Kamuoyuna” başlıklı açıklamasında da var:

“Cumhuriyet gazetesi, gazetedir ve gazetecilik suç değildir.”

Şu diyeceğimi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basın açıklamasında göremedim ama buradan paylaşayım istiyorum:

92 yaşındaki bir gazeteye, anayasal hakkını hatırlatmak zorunda bırakan gerekçe neyse, gazetemizin yönetici ve yazarlarının gözaltına alınmasının gerekçesi de gerçekte aynı:

Gazeteciliğin, ikidarı -her kim olursa olsun- elinde tutan, vergilerimizden oluşan devasa bir bütçeyi yöneten, kaynak dağıtan, kural koyan kurum ve kadroları, sorularla denetlemek olan gücü.

                                                             ***

Ankara büromuzun içi ana baba günüydü.

Güneş Sokak’taki küçük dairenin her köşesi, gün boyu ziyaretçilerle doldu taştı.

Koridorda artık mesleği bırakmış bir meslektaşla çarpıştım:

“İnsan onuruna yaraşmayan bir biçimde yaşamak bana acı veriyor” dedi. Gözleri dolu doluydu.

Her türden kötülüğe kademe kademe alıştırıldığımızdan yakındı.

Bir diğer konuğumuz, “Neden bütün bedelleri biz ödeyelim ki, neden?” diyordu.

Sinemacı bir dostun annesi telefondaydı:

“Babamın eski Hacettepe’de kıraathanesi vardı. Her gün iki Cumhuriyet gazetesi alırdı. Birini kendi masasına koyardı. Diğeri de müşteriler için. Akşam eve dönerken kendininki hep kolunun altında olurdu. Yedi kardeş evde, o gazete elden ele dolaşırdı. Cumhuriyet o zaman da Cumhuriyet’ti yavrum. O Cumhuriyet sayesinde okumayı sevdik biz.”

Telefonu kapatırken son sözleri:

“Cumhuriyet’ten ne FETÖ’cü olur ne PKK. Cumhuriyet cumhuriyettir yahu” diyordu.

Teyzenin eski zamanlardan gelen sesi, Cumhuriyet’te yazı yazmanın ne büyük bir onur olduğunu, bana kim bilir kaçıncı kez anımsattı.

Bilen biliyordur da bilmeyene bir kez daha hatırlatayım.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 364 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 212 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 264 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 389 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 226 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar