Suriyeliye vatandaşlık

İç savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan bir Ortadoğulunun, Paris’te karın tokluğuna çalışırken, gündelik bir jesti nasıl karşıladığını sarsıcı bir sıfatla...

İç savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan bir Ortadoğulunun, Paris’te karın tokluğuna çalışırken, gündelik bir jesti nasıl karşıladığını sarsıcı bir sıfatla aktarır Amin Maalouf: “Taşkın bir minnettarlık.” 
Olağan koşullarda, “iyilik” sayılamayacak bir insani davranışın, abartılı bir şükran duygusu yaratmasından, Maalouf da derin bir rahatsızlık duyar ve “ÖlümcülKimlikler” adlı kitabında -özellikle bizim coğrafyadan Avrupa’ya doğru yönelenmülteciliğin, yalnızca psiko-sosyal konumunu değil, ekonomik ve siyasi temellerini de “uyandırıcı” tespitlerle irdeler. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suriyelilere vatandaşlık verileceği açıklamasıyla sosyal medyada başlayan son tartışma, sığınmacılara yönelik bakış açısının, Türkiye’de de meselenin kendisi kadar sorunlu, kaygı verici olduğunu haber veriyor. 
“Ülkemde Suriyeli İstemiyorum” başlığı altında yayılan nefret söylemine baktığımızda, belki net ve tutarlı bir bakış açısından ziyade, hafife alınmayacak yaygınlıktaki düşmanlık duygusundan söz etmek daha isabetli olacak.

***

Solculuğu geçtim. 
İşsizliği artıracağı, “pasta”yı küçülteceği varsayımıyla yayılan düşmanca dilin, görece sorgulayıcı olmasını beklediğimiz “klavyeler”den körüklenmesi, insanı uzun uzun düşündürüyor. Mesele, şaşırıp şaşırmama tercihinden ibaret olsaydı aslında, kaygının zemini de oluşmayacaktı. 
Fakat, rejimin burun üstü çakılan dış politikasını pas geçen bir “Ülkemde Suriyeliİstemiyorum” kampanyası, sadece ırkçı kibri temsil etmekle kalmıyor. 
O kampanyaya katılanı, yaptırdığı anketlerde oy açığını gördükçe çark üstüne çark eden, nihai hedefine ulaşmak için nüfus tasarımcılığına kalkışan büyük hesap sahipleriyle aynı hizada birleştiriyor da.
“Neden ülkenizin ‘cihatçı otobanı’ olmasına itiraz etmiyorsunuz, sığınmacılarıAvrupa’da ayrı, ülke içinde ayrı bir ‘sopa’ diye kullanma taktiğini neden görmezliktengeliyorsunuz” sorularını sormamak da öyle...

***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 364 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 212 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 264 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 388 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 226 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar