GES MİT’e devredilmeseydi

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), kuruluşunun 85. yıldönümünde karargâhı basına açmıştı. Gazete, televizyon ve ajans temsilcilerinden oluşan; kalabalık sayılabilecek bir grubun davet edildiği o...

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), kuruluşunun 85. yıldönümünde karargâhı basına açmıştı. Gazete, televizyon ve ajans temsilcilerinden oluşan; kalabalık sayılabilecek bir grubun davet edildiği o toplantıya, o sıra görev yaptığım gazete adına katılmıştım.
Tam bir brifing atmosferinde gerçekleşen o toplantıda, o dönemin günceline denk düşen, farklı pek çok konu başlığı gündeme geldi. 
Sorular soruldu, yanıtlandı. 
Kısa adı GES olan Genelkurmay Elektronik Sistemler, MİT’e devredileli birkaç hafta olmuştu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Gölbaşı’ndaki bu tesisin MİT’e devriyle milli istihbarat yeteneğinin topluca görülebileceğini, istihbaratta kaynak israfı ve/veya duplikasyonun önlenmesinin amaçlandığını söyledi. 
Kampus önündeki 2 bin dönümlük arazinin “anten tarlaları” olduğunu, GES’in çevresindeki araziyle birlikte bir Elektronik İstihbarat Köyü kurulacağını açıklamıştı. 
Fazlasıyla teknik ve ancak uzmanının konuşabileceği GES konusu, daha sonra çok sayıda muhalefet milletvekili tarafından TBMM gündemine taşındı. 
Milletvekillerinin tamamı, bu devrin TSK’nin “elini, gözünü sakatladığı” fikrindeydi. Yerim dar olduğu için tek tek anamayacağım ancak milletvekillerinin soru önergelerinde farklı konularda verilmiş olsa da ortak tema olarak bu devir gerçekleşmese PKK’nin kanlı eylemlerinin önceden haber alınabileceği görüşü öne çıkıyordu...

Geç istihbarat, istihbarat mıdır? 
Beş buçuk yıl önceki bir devir ve toplantıyı bugün hatırlatmamın nedenini tahmin etmişsinizdir: 15 Temmuz darbe girişimi. 
Girişim başarısız olsa, büyük bir yıkımın eşiğinden dönsek de meşru bir soru, uzun süre önemini koruyacak çünkü: 
Cumhurbaşkanı’nı öldürmeyi hedeflemiş, sivil halkın üzerine helikopterden ateş açacak, tankın önüne katıp sürükleyecek kadar gözü dönmüş; en yakın çalışma arkadaşının Genelkurmay Başkanı’nı sırtından vurabildiği, öngörülenden çok daha yaygın ve sistematik olduğu her geçen gün daha iyi ortaya çıkan Cemaat taraftarlarının kanlı darbe girişiminde istihbarat zaafiyeti var mıydı? 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 364 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 212 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 264 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 389 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 226 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar