Çernobil’den Akkuyu’ya

“Bilim adamı olmak naif olmaktır. Gerçeği aramaya o kadar odaklandık ki, gerçekte ne kadar az kişinin onu bulmamızı istediğini görmedik.”

Nefesler tutularak izlenen Çernobil dizisinin son bölümünde Profesör Legasov’a atfen aktarılan bu cümleler, gazetecilik üzerine de düşünmeye davet ediyor. Yolu yöntemi bilimden farklı bile olsa gazetecilik de hakikatin ortaya çıkarılmasıyla ilgili çünkü.
Acaba biz de halkın haber alma hakkı için uğraş verir, bedeller öderken gerçeklerin ortaya çıkmasıyla aslında ne kadar az kişinin ilgilendiğini bilmiyor muyuz? Hele ki son yıllarda.

ÇERNOBİL İLE AKKUYU

Yine de bu can alıcı soruyu sormak, gerçeği aramaktan vazgeçmek anlamına gelmiyor. Bilakis, Digiplus’ta yayımlanan ve şu anda dünya çapında bir popülariteye ulaşan Çernobil dizisi, hepimize daha fazla bilgi talep etmek, sorgulamak konusunda vesile olmalı.
Çünkü nükleer felaketle sonuçlanan Çernobil ile Akkuyu’daki Nükleer Güç Santrali (NGS) aynı büyük şirketin tasarımı: Rosatom. İki santralin teknolojilerinin farklı oluşu, Akkuyu’da inşa edilen dört reaktörlü NGS’nin ülkemizin mali, hukuki, çevresel, sağlık alanlarında hayati role sahip olacağı ve ciddi riskler içerdiği gerçeğini değiştirmiyor.

AKKUYU’NUN İHALELERİ

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 359 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 212 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 262 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 388 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 224 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar