İnsanlıktan utanmak bu olmalı

Taciz, tecavüz, pedofili ve benzeri olaylar, toplumsal sınıf, statü, gelir düzeyi gibi şeylere bakmıyor.

Bu sapkınlıkların eğitimle falan ilgisi yok.
Toplumun eğitimsiz, en alt kesiminden de çıkıyor sapıklar, “saygın iş insanı” dediğimiz okumuş, eğitimli kesiminden de...
İşte MTV, Eurosport gibi kanalların temsilcisi Fatih Oflaz’ın öz kızına yıllarca cinsel istismarda bulunmasının şokunu yaşarken, aynı rezilliğe imza atan bir polis memuru da ortaya çıktı.
Zonguldak-Çaycuma’daki polis memuru, 22 yaşındaki öz kızına 14 yaşından beri cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı.
Sizin gibi babanın, sizin gibi yaratığın diye başlayası geliyor insanın...
Bu sapıklıklar sadece bizde yaşanmıyor, tüm dünyanın sorunu.
Belki de insanlığın sonu...
İşte dün Avustralya’da ata tecavüz eden bir sapık çıktı ve “At bana göz kırptı” diye kendini savundu.
Sapıklık ne sınır tanıyor, ne statü...
Doğaya, hayvanlara, kendi cinsine, hatta kendi kanına canına bu kadar kötü olan başka bir canlı yok yeryüzünde.
İnsanın insanlığından utandığı nokta bu olmalı...

Sihirbazın kaderi bu

Aref’in kobra yılanı tarafından sokulması, panzehir tedavisi için özel uçakla Mısır’a götürülmesi olayına açıkçası ben de ilk başta şüpheyle yaklaşmıştım.
Adam başarılı bir illüzyonist sonuçta...
Uzun süredir sesi soluğu çıkmıyordu. Adından söz ettirmek için yine hepimizin gözünü bağlıyor olabilir diye düşünmüştüm.
Ama bu şüphe durumum uzun sürmedi, çünkü gelen tüm veriler Aref’in çok ciddi bir sağlık sorunu yaşadığı ve ölümden döndüğü yönündeydi.
Mısırlı doktorunun açıklaması da bu yönde.
Bu durumda “Yok hâlâ numara yapıyor” diyecek halimiz yok.
2-3 güne taburcu olup gelecek Aref.
Hâlâ ayaklarındaki uyuşmanın geçmediği ve ayağa kalkamadığı söyleniyor.
Ama sihirbazların kaderi bu değil mi?
Ölürken bile seyirciyi olayın numara mı gerçek mi olduğuna inandıramazsınız.

Eleştiriyi kabul eden mekan

Geçen hafta Gümüşsuyu’ndaki Chef Mezze’de fiyatların çok yüksek olduğunu ve hesaba fazladan ekleme yapıldığını yazmıştım.
Mekanın patronu Gazi Ateş aradı aynı gün.
“Yazdıklarının hepsini kabul ediyoruz ve alıp cebimize koyuyoruz, kendimizi düzeltmek ve geliştirmek için” dedi.
Benim dediğim gibi hızlı büyümekten kaynaklanan sıkıntılar olduğunu söyledi.
Mekan sahibi ya da sanatçı fark etmez; eleştiriyi olgunlukla karşılayan herkese şapka çıkarmak gerekiyor...

Hırvat hocanın mektubu