Sigara kutusuna yazılan talepler..

Nihayet son haftaya girdik. 16 Nisan, Türkiye için devrim niteliğinde bir sistemik dönüşümdür ve bu dönüşüm yalnız Türkiye’yi değil, içinde bulunduğumuz büyük coğrafyayı da...

Nihayet son haftaya girdik. 16 Nisan, Türkiye için devrim niteliğinde bir sistemik dönüşümdür ve bu dönüşüm yalnız Türkiye’yi değil, içinde bulunduğumuz büyük coğrafyayı da dönüştürecek potansiyeli ve toplumsal dinamikleri barındırmaktadır.


Referandum sürecinde Anadolu’nun birçok kentine gittim. 16 Nisan’da gerçekleşmesi muhtemel anayasa değişikliği, yalnızca bir anayasal değişim olarak görülmüyor Anadolu’da... Bu değişim, siyasal değişiminden ziyade, yeni bir ekonomi yolu, yani refah adımı olarak görülüyor.

Hani “hayır” kampanyası yürütmeye çalışan Kılıçdaroğlu soruyor ya, “18 maddeye bakın, burada sizi doğrudan ilgilendiren, çıkarınıza ne var” diye... Esasında bu soru bu kampanya sürecinin en esaslı sorusu... Çünkü bu değişim, bir bütün olarak, Türkiye’nin ekonomik gelir dağılımı piramidinde en altta kalanları doğrudan ekonomik olarak etkileyecek ve 17 Nisan’dan sonra onların hayatlarına doğrudan dokunacak ve hem iktisadi olarak hem de siyasi katılım olarak onları yukarıya taşıyacak bir değişimdir. Ve tam da bundan dolayı Türkiye’de statükonun baş temsilcisi CHP ve aparatları bu büyük dönüşüme karşı çıkmaktadırlar. Ama bu gerçek, özellikle Anadolu’da teorik bir tez değil, bizzat halkın beklediği ve bildiği, konuştuğu güncel bir gerçeklik. Küçük esnaf, KOBİ sahipleri, kamu ya da özel kesim çalışanları, küçük tarım işletmesi sahibi, çiftçiler, 17 Nisan’dan sonra taleplerinin doğrudan siyasi iktidara ulaşacağını ve güçlü yürütme erkinin de bu gücünün, kendilerinin buraya doğrudan katılımıyla gerçekleşeceğini biliyorlar.

Demokratik yürütme

Önümüzdeki sistem değişikliği, güçlü ama bu gücü halkın doğrudan katılımıyla alan bir yürütme öngörüyor. Türkiye’de parlamenter sistem 1950’de görüntüde çok partili olarak yeniden şekillendi ama esasında vesayetçi kurumların yönettiği tek parti diktası, darbe dönemleriyle de takviye edilerek, devam ettirildi. Demokrat Parti ve Adnan Menderes bu sistemi aşma potansiyelini barındırdığı için yok edildi. AK Parti’nin şu günlere değin süren uzun yolculuğu da darbe girişimleri, yargı ve medya kumpaslarıyla kesilmeye çalışıldı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekonominin geleceğini simgeler anlatır! 31 Ekim 2018 | 5.210 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2) 25 Ekim 2018 | 5.322 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... 24 Ekim 2018 | 4.575 Okunma Sorunlar, tespitler ve çözümler... 18 Ekim 2018 | 5.617 Okunma Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir? 17 Ekim 2018 | 3.768 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar