Bir iflasın -kısa- hikâyesi...

2008 yılında ABD’de başlayan sistemik krizin, 1929 krizi gibi, hızlı radikal bir yeniden paylaşım süreciyle çözülecek bir topyekûn çöküş olmadığı artık ortaya çıktı. Bu...

2008 yılında ABD’de başlayan sistemik krizin, 1929 krizi gibi, hızlı radikal bir yeniden paylaşım süreciyle çözülecek bir topyekûn çöküş olmadığı artık ortaya çıktı. Bu kriz, 1929 krizinden çok daha yaygın ve derin. Ve böyle olduğu için de yalnız Batı’nın kendi içindeki yapacağı bir düzenlemeyle aşılması imkânsız.

İkinci Savaş sonrası savaşın mutlak galibi ABD- idi. Sovyetler de gücünü ve etkinliğini kabul ettirmiş ve sistemin yeniden inşası için vazgeçilmezler arasına girmişti. Savaş sonrası “yeni dünya düzeninin” tüm kurumları, ABD’nin önderliğinde ve “ABD’nin çıkarları, tüm gelişmiş ülkelerin de çıkarıdır” tespitine bağlı olarak şekillendi. BM, Dünya Bankası IMF gibi kurumlar, 1929 krizinden çıkış için en tutarlı teoriyi oluşturan İngiltere’nin parlak iktisatçısı Keynes’in bile önerilerini, tezlerini dikkate almadan, ABD’nin Sovyetler'le zımni anlaşmasına bağlı olarak oluşturuldu. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler, ABD ve Sovyetler arasında -adeta- paylaşıldı.

Şu 1947 yılı... 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekonominin geleceğini simgeler anlatır! 31 Ekim 2018 | 5.216 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2) 25 Ekim 2018 | 5.328 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... 24 Ekim 2018 | 4.586 Okunma Sorunlar, tespitler ve çözümler... 18 Ekim 2018 | 5.629 Okunma Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir? 17 Ekim 2018 | 3.818 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar