17. Fasıl ve Fed’in faizi: Gerçekler ve algılar

Amerikan Merkez Banka-sı’nın (Fed) faiz artırımı ile Türkiye-AB ilişkilerinde bir dönemin başlangıcı sayılacak Ekonomik ve Parasal Politikalar Faslı’nın açılması aynı döneme denk geliyor....

Amerikan Merkez Banka-sı’nın (Fed) faiz artırımı ile Türkiye-AB ilişkilerinde bir dönemin başlangıcı sayılacak Ekonomik ve Parasal Politikalar Faslı’nın açılması aynı döneme denk geliyor. Çok farklı süreçleri içeren bu iki gelişmenin böyle çakışması bize Türkiye ekonomisiyle ilgili temel başlıkları ve önümüzdeki süreci tartışma fırsatı da veriyor.
Fed’in 2016’ya faiz artırımıyla girmesi önemli bir gelişme ancak hiç de yeni bir dönemin başlangıcı değil. Öncelikle Fed, bu ay beklendiği gibi, faiz artırırsa bunu böyle bir beklenti oluştuğu ve buna bağlı olarak, bu alandaki belirsizliği kaldırmak için yapacak. Yoksa ABD ekonomisinde, 2008 krizini aşacak dinamiklerin henüz oluşmadığını Yellen ve ekibi herkesten daha iyi biliyor.
Fed’in faiz artırımıyla birlikte yeni bir stratejiye geçmesi beklenmemelidir. Yani Amerika, 1995’te Clinton ve Greenspan ikilisinin yaptığı gibi, gereksiz değerli dolar ve yüksek faize dayanan bir ekonomi-politikasına yeniden dönmeyecek. Zaten bunun maddi şartları da ortadan kalkmıştır. Dolar ne kadar değerli olursa olsun, Çin ve gelişmekte olan Asya’nın dolar ve ABD kâğıdı talebi eskisi gibi olmayacaktır. Dolayısıyla, ABD’nin dış ticaret-bütçe ve yatırım tasarruf açıklarını finanse etmek gibi bir sorunu vardır ve bu, artık ekonomik bir sorundur. Bu birincisi; ikincisi ise 2008’de ABD’de başlayan ve halen süren kriz, bir finansal kriz değildir. 1929 krizinden daha derin ve uzun sürecek bir iktisadi ve siyasi krizdir. Bu kriz, kaynakların, servetin yeniden paylaşımı olmadan ve krizi oluşturan “eski” sektörler yerlerini yenilerine bırakmadan son bulmayacaktır.
Ocak 2012’de Başkan Obama, Cumhuriyetçilerin hakimiyetindeki Temsilciler Meclisi’nde krizin nedenini ve çözümünü anlatmıştı. O konuşmada; “Ya az sayıda insanın iyi ve çok sayıda insanın zor geçindiği bir ülkeye razı oluruz ya da ekonomimizi herkesin adil bir pay aldığı, herkes için aynı kuralların geçerli olduğu bir yapıya kavuştururuz” dedi. Obama’nın 2012’deki bu sözlerini, başta Ferguson olmak üzere, ABD’nin birçok kentinde çıkan ve işsiz siyahi gençlerin “isyanı” da doğruluyordu zaten...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekonominin geleceğini simgeler anlatır! 31 Ekim 2018 | 5.210 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2) 25 Ekim 2018 | 5.322 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... 24 Ekim 2018 | 4.575 Okunma Sorunlar, tespitler ve çözümler... 18 Ekim 2018 | 5.617 Okunma Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir? 17 Ekim 2018 | 3.768 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar