Kahraman DEVLET görevlilerimiz ve medya

Geçen yazımdan sonra kahraman polislerimizden ve yargı personelimizden o kadar çok sayıda mesaj aldım ki, gerçekten bu ülkeye inancım daha da arttı. Bu ülkedeki tüm milliyetçi-muhafazakâr yurttaşlarımız...

Geçen yazımdan sonra kahraman polislerimizden ve yargı personelimizden o kadar çok sayıda mesaj aldım ki, gerçekten bu ülkeye inancım daha da arttı. Bu ülkedeki tüm milliyetçi-muhafazakâr yurttaşlarımız müsterih olsun. Polislerimiz, Mehmetçiklerimiz, istihbaratçılarımız, hâkimlerimiz ve savcılarımız içinde binlerce kahraman var. Türkiye’de bizim tarafta medya ve köşe yazarlığı bitmiş ama DEVLET görevlilerimiz aslanlar gibi dimdik duruyor.
Yoksa şu an Türkiye’de köşe yazarlığının hiçbir anlamı yok. Herkes bankamatik memur olmuş ve yok hükmünde. Kimsenin önemi yok. 29 Ekim resepsiyonuna bile hiçbir köşe yazarı davet edilmedi. Fakat bu bahsettiğim itibarlı polislerimiz ve kahraman savcılarımız Fatih Altaylı skandalından çok rahatsız. Bunu Turgay Ciner ve Kenan Tekdağ da bilmeli. Bir polisimize küfretmiş ve tehdit etmiş Altaylı’ya 4 yıl 4 ay hapis cezası istemiyle dava açıldıysa, bunun sebebi binlerce kahraman polisimizin ısrarlı mücadelesidir. Yoksa bizim medyaya kalsa o dava da açılamayacaktı.
Fatih Altaylı’nın hâlâ ekranlara çıkıyor ve köşe yazıyor olmasını polis teşkilatının nasıl içine sindirdiğini yazmıştım. Bu satırlarım polislerimizi etkilemiş. Polislerimiz bu skandalı içine sindiremiyor ve Altaylı’nın da numaradan özür dilediğini biliyorlar. Fakat Ciner Grubu bir polise edilen hakaret ve tehdit olayına kasten duyarsız kaldı.
Aslında hem Sayın Bakanımız Süleyman Soylu hem de Sayın İstanbul Emniyet Müdürümüz Mustafa Çalışkan kibarca gerekeni söylemiş. Ama işte bu ülkede kimse kibarlıktan pek anlamıyor. Bir de şu unutulmamalı. Böyle durumlarda bizim taraf çok merhametli olabiliyor. Ayrıca karşı taraf iktidarı ele geçirmediği hâlde fırsatını bulunca nasıl merhametsiz oluyor, bunu milletimiz görüyor. Bakın bu Fatih Altaylı kafası iktidarı ele geçirirse en başta Başkanımız Erdoğan olmak üzere kahraman Bakanımız Soylu’yu da, yürekli Müdürümüz Çalışkan’ı da içeri attırmak için elinden geleni yapar. Bu gerçeği hiç kimse lütfen aklından çıkarmasın. Normal bir vatandaşımız Altaylı’nın işlediği suçu işleseydi şu an kesinlikle hapisteydi. Üstelik polis araştırması kanıtlarıyla ortaya koymuş ki, o küfürlerin Hande Altaylı’yı hastaneye yetiştirme telaşıyla ilgisi yok. Yani o konuda da Fatih Altaylı yalan söylüyor. Kendisi şahsi kaprisleri için polisimize küfrediyor ve “Seni sürdürürüm” diyor. Hande Altaylı bahanesi tamamen uydurma.
Peki tüm bunlara rağmen Fatih Altaylı yaptıklarının bedelini ödemeyecek mi? 4 yıl 4 ay hapis cezası ile yargılanıyor ve ilk celsede belki hâkim karar verecek. Bu dava uzayacak bir dava değil. Altaylı’nın yakalama kararı çıkana dek duruşmalara gelmeyerek bu davayı unutturmaya çalışacağını sanıyorum. Elbette hem biz hem de tüm polis teşkilatımız bu davanın takipçisi olacağız. Birilerinin beraat aldırmak için bastıracağı sır değil. Peki Turgay Ciner nezdinde Altaylı’nın yaptığı yanına kâr kalacak mı? Hem Turgay Ciner hem Kenan Tekdağ DEVLET gerçeğine rağmen Altaylı’yı kendi girift ilişkilerinden ötürü korumaya devam edebilir mi? Yakın geçmişte bunun bir örneği medya patronu var. 22 Mart 2018 devrimiyle medyadan tasfiye edilen Aydın Doğan olayı.
Biliyorsunuz Aydın Doğan da Mehmet Yılmaz’a dokundurtmuyordu. Yılmaz alenen Millî İstihbarat Teşkilatımız hakkında yalanlar söylemişti. Aynı Yılmaz 17-25 Aralık darbe teşebbüsünün çok ateşli bir destekleyicisiydi. Hatta FETÖ argümanlarıyla “Hırsız vaaaarrr” diye FETÖ ağzıyla kara propaganda yazısı yazmıştı. Doğan tüm bunlara rağmen kılını kıpırdatmıyordu. Ne oldu sonunda? Medyadan hem Aydın Doğan hem Mehmet Yılmaz tasfiye edildi. Aynı Aydın Doğan PKK terör örgütünün siyasi kolunu destekleyen Şirin Payzın için de aynısını yapıyordu. Ne oldu sonunda? Aydın Doğan’ın koruduğu Payzın bugün medeni ölü.
Mehmet Yılmaz ise 1 aydır bir internet sitesinde yazıyormuş ben dün öğrendim. Yani artık yaşayıp yaşamadığı bile belli değil. Bırakın bunları, arada ben yazmasam Aydın Doğan’ın bile yaşayıp yaşamadığı bilinmeyecek. Her gün hakkında 250 yazı çıkan Aydın Doğan bitti gitti. Oysa ben bunları Doğan’ın aynen yaşayacağını 2014’ten itibaren hep yazdım. Aydın Bey ne yaptı? Bana teşekkür etmesi gereken yerde tetikçilerini bana saldırttı. Ne oldu sonuçta? Benim dediğim oldu ve Aydın Doğan medyadan tasfiye edildi. Parası çok ama gücü ve itibarı yok. O tetikçileri de teker teker tasfiye ediliyor. Bu arada hâlâ Aydın Doğan ile kakara kikiri durumunda olup Hürriyet grubunda olanlar da dikkatle takip ediliyor. Hâlâ eski patronla sarmaş dolaş olmak her şeyden önce yeni patronlara yapılan bir ayıptır. 22 Mart 2018 devriminin ne olduğunu hâlâ anlayamadınız.
Turgay Ciner, Aydın Doğan’dan nefret eder ama Ciner de 22 Mart 2018 medya devriminden münezzeh değildir. Gazete Habertürk’ün kapatılması 22 Mart medya devriminin devamıdır. Kahraman bir polisimize hakaret ve tehdit ettiği için 4 yıl 4 ay hapis cezası ile yargılanan Fatih Altaylı’ya sembolik bile olsa ceza verilmemesi düşündürücüdür. Turgay Ciner de Aydın Doğan gibi medyadan tasfiye olmak mı istiyor? Bunu zaman içinde göreceğiz.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Son düzlüğe girerken... 25 Mart 2024 | 3.224 Okunma Gelir dağılımı zenginle fakir arasındaki uçurumu açıyor 31 Ocak 2024 | 22 Okunma AK Parti ve yerel seçimde dikkat edilmesi gerekenler  08 Ocak 2024 | 20 Okunma MOSSAD Amerika’yı Epstein’le mi vurdu?  05 Ocak 2024 | 1.302 Okunma Orta Doğu’da istihbarat üstünlüğü MOSSAD’dan MİT’e geçti 03 Ocak 2024 | 1.643 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar