Bu yazılardan daha çok yazın

Gezi olaylarından beri köprünün altından çok sular aktı. Erdoğan ve AK Parti’yi devirmek için her yolu deneyenler büyük hayal kırıklığı yaşadı. Bundan medya da nasibini aldı. 2013...

Gezi olaylarından beri köprünün altından çok sular aktı. Erdoğan ve AK Parti’yi devirmek için her yolu deneyenler büyük hayal kırıklığı yaşadı. Bundan medya da nasibini aldı. 2013 yılı Mayıs ayına kadar medyada olanların önemli bir kısmı bugün tarihin çöplüğündeler.
Darbecilik oynayıp cezaevinde sürünenler, yurt dışına kaçanlar, kenar köşede 38. sınıf yerlerde yazanlar var. Bir de yurt dışında burs adı altında saklanıp ülkesine küfredenler var. Bunlar aldıkları acı yenilgileri unutamadıkları için öfkelerine yenilmiş ezik tipler. Darbeyi meşru gören, sokak eylemlerinden medet uman, illegal yollardan hükûmet yıkmak isteyen bu gazeteci müsveddelerinin hepsi “medeni ölü” oldu.
Hep derim, insan başına bir felaket geldi mi önce kendine bakmalı. Hatayı kendinde aramalı. Bir kavgaya girip dayak yiyince beni niye dövdüler demeyeceksin. Onu seçilmiş meşru hükûmete kafa tutarken, kavgaya girerken düşüneceksin. İşte tarihin çöplüğüne giden bu ağlak takımı hâlâ Batı belki bir şeyler yapar umuduyla Batı medyasına ağlamaya devam ediyor. Hoş, AB ile yeni bir süreç gelişiyor. Fransa, Almanya ile ilişkiler olumlu anlamda resetleniyor.
23 Ağustos’ta The Atlantic’te Zia Weise imzasıyla bir yazı yayınlandı. “Türkiye’de gazeteciler için olaylar niçin kötü gitti?” başlıklı yazı hayli ilginç. Bir kere yazının görselindeki kişi FETÖ’cü terörist Ekrem Dumanlı. Güya Türkiye’de özgür basın susturulurken bunun en büyük mağduru olarak Ekrem Dumanlı gösterilmiş.
Neyse, yazıda bildiğimiz tırıvırılar tekrar edilegelmiş. Batı’da böyle herhâlde son 5 yılda 500 tane yazı çıkmıştır. Bunların bir önemi yok. Ancak 2007 sonrası başlayan Ergenekon-Balyoz davalarında Erdoğan’ın binlerce askeri tutuklattığı yazılmış. Bu ülkede Ergenekon-Balyoz gibi davalarda darbecilerin olduğunu bal gibi biliyoruz. FETÖ’cüler bu davaların içini boşalttı. Darbecilere de adam gibi hesap sorulamadı.
Tekrar The Atlantic’te çıkan yazıya dönersek, 2013’e kadar Ergenekon ve diğer davaların mimarının FETÖ olduğunu bilmeyen yok. Makalede bunlara tek atıf yok. Görüş alınan Ezgi Başaran, Nevşin Mengü, Mehveş Evin de nedense bu işleri FETÖ yaptı dememiş. Doğrudan hükûmeti suçlamışlar.
Sihirli çizmeleri bekleyen Nevşin Mengü 17-25 Aralık’taki ses kayıtlarını Fetullah Gülen’in yayınladığına inanılıyor demiş. Tabii böyle deyince beni bir gülme alıyor. Yahu Erdoğan’a ve ailesine savaş açan FETÖ değil miydi? Bunu bilmeyen mi var? Bir de 2016’da Zaman’ın kapatılması için kampanya başlatmış hükûmet. Utanmadan FETÖ’cü teröristlerin yayın organları savunulmuş yazıda.
Koskoca makalede 15 Temmuz’a ve FETÖ’nün melanetlerine hiç girilmemiş. Varsa yoksa Erdoğan, AK Parti kötülenmiş. Ha, arada Berat Albayrak’ı da yazmışlar ki, okuyucunun kafasındaki algı tam otursun.
Sonra Aydın Doğan’a kesilen vergi cezasını Erdoğan bizzat emretmiş. Amacı da Doğan Medya üzerinden diğer medya kuruluşlarını sindirmekmiş. İyi de Doğan Medya’da çalışmış Ezgi Başaran ve Nevşin Mengü bu cezaları FETÖ’cülerin kestirdiğini bilmiyor mu? Bal gibi biliyorlar. Aydın Doğan’ın kendisi bile cezayı FETÖ kesti dedi. Ben bu cezaları FETÖ’nün kestiğini medyada ilk kez yazdığımda tarihler 2015 yaz aylarını gösteriyordu.
Doğan Medya’nın satılmasına gelince. Sen Gezi’de sokak eylemlerini desteklersen, 17-25’ten sonra FETÖ’den yana tavır alırsan, 7 Haziran-1 Kasım döneminde PKK’ya kol kanat gerersen olacağı budur. Aydın Doğan medyayı satarak ailesini de kurtardı. Aydın Bey’in medyasını satması sonuçtur, sebebi hep yanlış ata oynamasıdır. Bu kadar basit.
Biz Batı medyasını da biliyoruz. Devletlerin neler yaptığını da. O yüzden böyle yazılar boş ve anlamsız. Bence bu yazılardan daha çok yazın, hepsi Türkiye’nin lehine oluyor.
 
TRT’nin kovboy filmlerini kaldırması yanlış
 
Kendimi bildim bileli film izlerim. Tam bir sinefilim. Çocukluğumdan beri kovboy (western) filmlerine de bayılırım. John Wayne’den Clint Eastwood’a kadar onlarca aktörün oynadığı kovboy filmlerine ben dâhil tav olan binlerce kişi var. Pazar sabahları 9.55’te TRT 1’i de hayranları iple çekerdi. Son olarak George Sherman’ın yönetip John Wayne’nin başrolünü oynadığı “Kin Tuzağı” (Big Jake) yayınlandı. Westernin en iyilerindendir Kin Tuzağı. ABD ile yaşadığımız gerilim dolayısıyla TRT bu kuşağı kaldırmış. Yanlış yapmış. ABD’nin kötülüklerini, yediği herzeleri biliyoruz. ABD’ye tepki koymak için birçok yol varken kimseye zararı olmayan kovboy filmlerini kaldırmanın mantığı yok. Her şeye ulaşmanın kolay olduğu bu çağda film kuşağını kaldırmanın rasyonel gerekçesini bilen izah etsin?
TRT bu yanlışından dönmeli ve bizi kovboy filmlerinden mahrum etmemeli.
 
 
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Son düzlüğe girerken... 25 Mart 2024 | 3.224 Okunma Gelir dağılımı zenginle fakir arasındaki uçurumu açıyor 31 Ocak 2024 | 22 Okunma AK Parti ve yerel seçimde dikkat edilmesi gerekenler  08 Ocak 2024 | 20 Okunma MOSSAD Amerika’yı Epstein’le mi vurdu?  05 Ocak 2024 | 1.302 Okunma Orta Doğu’da istihbarat üstünlüğü MOSSAD’dan MİT’e geçti 03 Ocak 2024 | 1.642 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar