Dış güçler meselesi

Türkiye’ye yabancıların ilgisi hep olmuştur. Olmaya da devam edecektir. Bundan asla kaçış yok. Eskiden daha gizli, sinsi yöntemlerle yapılan operasyonlar şimdi açıktan yapılıyor. Ve asla niyetlerini gizlemiyorlar....

Türkiye’ye yabancıların ilgisi hep olmuştur. Olmaya da devam edecektir. Bundan asla kaçış yok. Eskiden daha gizli, sinsi yöntemlerle yapılan operasyonlar şimdi açıktan yapılıyor. Ve asla niyetlerini gizlemiyorlar. Üstelik Türkiye’ye yönelik operasyonlarını kimler üzerinden yapacaklarını da söylüyorlar.
Seçim kararı alınmış. "24 Haziran’da seçim var" kararı çıkar çıkmaz, daha birinci dakikada S&P isimli kredi derecelendirme kuruluşu Türk ekonomisine olumsuz not veriyor. Benzer kuruluşlar bundan birkaç sene önce batmış Yunanistan’a yatırım yapılabilir ülke notu vermişken, Türk ekonomisine olumsuz not vermişlerdi. Şimdi bu olay operasyon değilse nedir? Türk ekonomisi batsın isteniyor. 
Akılsız muhalefet de var gücüyle bu argümana sarılıyor. Sanki ekonomi batsa kendileri etkilenmeyecek! Bu yetmezmiş gibi Fransa’da, aralarında eski Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin de olduğu 300 akademisyen, gazeteci, siyasetçi vb. Kur’ân-ı kerime dil uzatıyor. Bazı âyetlerin çıkarılmasını isteyecek cüreti gösteriyorlar. Böyle bir açıklamanın ne mantığı olur? Orta Doğu’da yaşanan gerilimin sebebinin kimler olduğu belli. Buna rağmen yangına körükle gidiyorlar. Tayyip Erdoğan dışında bu durumda itiraz eden kişi yok. Müslüman dünyası zaten bir garip.
Bütün bu olup bitenden sonra bazı Alman bakanlar İyi Parti’yi ziyaret ediyor ve Meral Akşener’e moral veriyorlar. Güneydoğu’da AK Parti ve HDP’ye sıkışan oyların İP’e kayacağını umut ettiklerini söylüyorlar. AK Partili siyasetçileri Avrupa’da konuşturmayanlar kendileri Türkiye’de istedikleri gibi at koşturuyorlar. Tabii ki gelsinler, görüşsünler ama kendi ülkesinde başka görüşe izin vermeyenler demokrasiden bahsetmesinler. Eskiden Avrupalı bakan ve siyasiler soluğu Güneydoğu’da alırlardı. Oradan kaşıyacakları yara kalmayınca bu sefer başka siyasilere yöneldiler. Türkiye’nin içişlerine eskisi gibi karışamıyorlar. Bu güçleri gitti ama hâlâ Türkiye’deki iktidarı değiştirmek için her yolu deniyorlar. 
Peşinden ABD Başkanı Trump’ın İran’la ilgili kararı çıktı. Nükleer anlaşmadan ABD’nin çekildiğini açıkladı. Bakın Batı’nın başka bir ülkenin ekonomisine operasyonu nasıl oluyor? Anadolu Ajansı’nın dünkü haberinden okuyalım:
“Nükleer anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2016 yılında, yaptırımların kaldırılmasıyla ülke ekonomisi güçlü şekilde yükselmişti. İran'ın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) o yıl yüzde 12,5 oranında büyürken 2017 yılında büyüme oranı yüzde 3,5'e kadar düştü. Ülkenin para birimi, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilme beklentisiyle son altı ayda değerinin yarısından fazlasını kaybetti. Mart ayında 5 bin tümen sınırını geçen doların dün 7 bin 500 tümeni görmesiyle İran para birimi, iki ayda yüzde 35'ten fazla değer kaybetmiş oldu. Bu ortamda yaptırımlar nedeniyle daha zor günler geçirecek olan İran ekonomisinin daha da kötüleşmesi ve bunun da halk arasındaki memnuniyetsizliği artırması ihtimali, geçen yıl aralık ayında olduğu gibi ülkede geniş çaplı hükûmet ve rejim karşıtı protestoları tetikleme potansiyeli taşıyor.”
Görüldüğü gibi tek bir kararla ülkede çatışma hâli bile körüklenebiliyor. Gerçi Türkiye İran gibi değil. 2002 öncesi bize de bu kadar kolay operasyonlar yapılıyordu. Şimdi artık sökmüyor. Ayrıca ağlamanın da zamanı değil. Batı niye böyle yapıyor, ABD bizden ne istiyor diye şikâyet etmemek lazım. Güçlü ülkeye saldırı olur. Kendi coğrafyasında etkili bir ülkenin nüfuz alanının geniş olması istenmez. O zaman bu saldırılara yönelik tedbir almak lazım. 
Birileri bize operasyon çekmeye çalışıyorsa, buna fırsat vermemek lazım. Hükûmetin buna yönelik tedbir alması şart. Bakın neyle karşı karşıya olduğumuzu iyi görelim. 
İyi Parti’nin medya sorumlusu net FETÖ’cü çıkıyor, adamı tanımadıklarını söylüyorlar. Daha önce Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Fatih Gürsul FETÖ’cü çıktı ama tınmadılar. Adamın zaten partide görevi yok dediler. Seçimlerden sonra şayet iktidar olurlarsa PKK ya da FETÖ’ye karşı nasıl bir tavır takınacaklarına dair tek kelime etmiyorlar. ABD’nin PKK’ya verdiği silahlara tek itirazları yok. Herhangi bir konuda somut tek önerileri yok. Bunların hepsi bildiğimiz şeyler. Zaten şaşırmıyoruz. 
Güçlü devletlerin sistemleri güçlü olur. Gelen saldırıları bertaraf ederler. İçeride ve dışarıda tek dertleri hükûmeti indirmek olanların niyeti asla iyi olamaz. O zaman buna göre pozisyon almak en iyisidir. Seçimlere kadar başka operasyonlar deneyeceklerinden de zerre şüpheniz olmasın.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Son düzlüğe girerken... 25 Mart 2024 | 3.235 Okunma Gelir dağılımı zenginle fakir arasındaki uçurumu açıyor 31 Ocak 2024 | 23 Okunma AK Parti ve yerel seçimde dikkat edilmesi gerekenler  08 Ocak 2024 | 21 Okunma MOSSAD Amerika’yı Epstein’le mi vurdu?  05 Ocak 2024 | 1.306 Okunma Orta Doğu’da istihbarat üstünlüğü MOSSAD’dan MİT’e geçti 03 Ocak 2024 | 1.644 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar