Yüzleri hiç kızarmıyor bile

KAFAMI BOZAN ŞEYLERSanki yargıda bir şeyler olu­yor. Üstü kapalı bir “panik” havası seziyorum ki hayırla­ra vesile olsun. Örneğin Erdo­ğan’ın yargı ile ilgili sözleri çok...

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Sanki yargıda bir şeyler olu­yor. Üstü kapalı bir “panik” havası seziyorum ki hayırla­ra vesile olsun. Örneğin Erdo­ğan’ın yargı ile ilgili sözleri çok şaşırtıcı gelmedi mi size de?
Aynen şöyle dedi Erdo­ğan önceki gün; “Bir ülkede halk bunalmış ellerini semaya açarak adalet çığlığı atar hale gelmişse oradaki yargı sisteminde bir so­run var demektir. Adaleti kaybet­tiğimizde her şeyimizi kaybede­ceğimizi de bilmek zorundayız. Hukukun üstünlüğüne büyük önem veriyoruz.”
Bu sözler hangi ülke için söylenmiş olabilir. Erdoğan üst yargı organları­nın temsilcilerinin katıldığı önemli bir günde konuştuğuna göre bu sözler herhalde Türkiye için.
Demek ki Erdoğan’a göre halk el­lerini semaya açmış ve adalet çığlığı atıyor. Bu ülkede 15 yıldır iktidarda olan bir kişi bunu söylüyorsa demek ki adaleti bu hale getirdiğini de itiraf etmiş oluyor. Ki biz de yıllardır bunu söylüyor ve eleştiriyorduk. Ne diye kızdılar da kızdılar bize?
Sadece AKP Başkanı değil, yargının diğer önemli isimleri de garip açıkla­malar yapıyor son günlerde.
Örneğin çay toplama turları­nın müdavimlerinden Yargıtay Başkanı yargının bağımsız oldu­ğunu kimseden emir almadığını söyledi iki gün önce. Kendisine “HSK kitabı” sorulunca da “Bana değil ona sorun” diyerek adres gösterdi.
Bu adrese Hürriyet’ten Hande Yener gitmiş. HSK Başkanvekili Meh­met Yılmaz ile konuşmuş. Yılmaz’ın sözleri bana göre evlere şenlik bir durum.
Diyor ki; “4 yıldır bu kuruldayım. Hiç talimat görmedim. Adımın Mehmet Yılmaz olduğu kadar eminim.”
Bu kadar güzel, demek hiç talimat almadan tam 4 yıl geçirmiş. Koskoca bir vekil başkan söylüyorsa inanaca­ğız elbette.
Sonra söyledikleri ise sadece evlere şenlik de değil, çok vahim.
Şu sözleri dikkatle okuyun lütfen; “2007-2013 dönemini yaşadık, yargının örgüt amaçlarına alet edildiği bir dönemdi. Artık yar­gıda kumpas devri bitti. Talimat yok, benim kendi kardeşim Cum­huriyet savcısı, ben ona bir şey söylemem. Bünye kabul etmez, rezil olursunuz; tarihte de mes­lektaşlarınıza da Allah katında da rezil olursunuz.”
Neymiş. Bir dönem ki o dönem yine Erdoğan’ın hükümranlık dönemi içine denk geliyor, yargıda kumpas kuruluyormuş, talimatlar veriliyormuş.
İşte bunları okuyunca tüylerim diken diken oluyor.
İyi güzel de kardeşim siz o dönem ne yapıyordunuz? Yargıda kumpas kuru­lurken, talimatlar verilirken, suçlular suçsuz, suçsuzlar suçlu ilan edilirken, ülkenin aydınları, yazarları, aka­demisyenleri, askerleri, kuvvet komutanları hatta genelkurmay başkanı hapishanelerde süründürülür­ken o sistemin bir parçası değil miydiniz?
Dün talimat alıyordunuz da bugün niçin almadığınıza inanalım?
HSK’nın başkanvekili “bize sorma­dan adam tahliye etmeyin” diyen kitapçığı savunurken de yine evlere şenlik sözler söylemiş.
Şöyle demiş; “Belki kaleme alınır­ken o ilk zamanlarda dağınıklık, sıkıntılı uygulamaları gidermek ve bütünlüğü sağlamak için yapılan davranışlardır.”
Aklımızla oynayanların bu kadar pişkin olmasını yüzlerinin hiç kızar­mamasını içime sindiremiyorum.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.186 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.007 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.207 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.156 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.695 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar