İttifak değil kirli koalisyon

ANALİZBu tanımı daha önce de kullanmıştım. Türkiye’yi tek adama teslim etmek için varlarını yoklarını ortaya koyan ve referandumda evet çıkması için çırpınanların en önemli...

ANALİZ

Bu tanımı daha önce de kullanmıştım. Türkiye’yi tek adama teslim etmek için varlarını yoklarını ortaya koyan ve referandumda evet çıkması için çırpınanların en önemli dayanaklarından biri “Türkiye artık koalisyonlardan kurtuluyor” sloganıydı. Sanki yaşı 30-35’e kadar olanlar koalisyonları biliyormuş ve çok çekmişler gibi “Artık bu çile bitecek, Türkiye’ye istikrar gelecek” deniyordu. İşte o tarihlerde “koalisyonlar şeklen bitmiş gibi olacaktır ama şunu bilin ki kirli koalisyonlar dönemi başlayacak” diyordum. Ki o tarihlerde henüz “ittifak” önerileri ortada bile yoktu. Sadece seçilecek kişinin seçilmek için toplumun çeşitli önderleriyle hatta bazı siyasi partilerle gizli anlaşmalar yapabileceğini anlatmaya çalışıyordum. Şimdi durum artık aleni hale geldi. AKP Genel Başkanı Erdoğan muhtemelen yüzde 50 artı bir oyu bulamayacağını fark ettiğinden partiler arası ittifak formüllerinin yasalaştırılması talimatını verdi. Nitekim artık ittifakın bir paçası olacağı kesinleşen MHP ile görüşmeler bitmek üzere. Üzerinde anlaşılan metnin hazır olması halinde hemen Meclis’e gelecektir. Ancak öyle anlaşılıyor ki AKP genel başkanına sadece MHP yetmiyor. Bu nedenle Büyük Birlik Partisi ve Saadet Partisi ile de aynı tür bir ittifak yapılması isteniyor. Şimdi gelelim tekrar “kirli koalisyon” tanımına. Niçin bu kadar sert bir tanım kullanıyorum. Çünkü eğer gerçekleşirse bu gerçekten “kirli bir pazarlık” sonucu kurulacak ortaklıklar olacaktır. Şurası çok açık ki yapılacak ilk seçimlerde Büyük Birlik Partisi ve Saadet Partisi’ni bırakın MHP’nin bile yüzde 10 barajını geçme şansı yoktur. İktidarın önerdiği sistemde yüzde 10 barajı aynen duruyor. Ama deniyor ki “İttifaka giren partilerin alacağı oylarda yüzde 10 barajı koşulu aranmaz. Oylar ittifak yapılan partinin oylarıyla birlikte sayılır, her parti aldığı oyla milletvekili çıkarır.” Bir de uyanıklık yapılmış. İttifakta toplam barajın yükseltilmesi gündeme gelebilirmiş. Kurnazca şu deniliyor “İttifak yapacak partilerin toplam oyunun yüzde 15’i geçme şartı getirilecek.” İlk duyulduğunda “ne kadar adil” diyenler olabilir. Ama öyle değil. Bu büyük partilerle ittifakı özendiriyor, küçük partilerin ittifak yapmasının önüne geçiliyor. Bu durumda normal koşullarda barajı geçerek parlamentoya giremeyecek olan partiler AKP ile ittifak yaparak Meclis’te temsil edilecektir. Ancak bunun ötesinde yapılacak pazarlıkları hiç bilemeyeceğiz bile. Bu partilere kaç bakanlık verileceği, hangi bakanlıklarda hangi koşullarda kadrolar açılacağını, bu küçük partilerin mensuplarına tek adam rejiminde sağlanacak avantajları da öğrenemeyeceğiz. Böylelikle yapılacak kirli pazarlıklar sonucu oluşacak bir ittifak sonunda “bir kişi” ülkenin tüm yönetimini ele geçirecek ve kendi verdiği sözler uyarınca diğer partilere de “ulufe” dağıtacaktır adeta. Türkiye’ye demokrasiden, hukuktan, insan haklarından, özgürlüklerden tamamen uzaklaştıran bu “tek adam rejiminin” aynı zamanda “ahlaki zafiyetlere” de yol açacağı çok ortadadır. Bazı küçük partilere “Siyasi çıkarı onurunuzdan önde tutmayın” diyeceğim demesine de “yeni Türkiye’de” bunun taraftar bulup bulamayacağını pek bilemiyorum.

SOSYAL MEDYA

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.187 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.008 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.208 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.156 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.696 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar