“Aday olacak mısın?” diye soranlara “yok” diyorum “başkan yardımcısı olacağım”

ACAİP YAZILARSeçimin “oy verme” işleminden önceki en önemli aşaması tamamlanıyor. Partiler milletvekili seçimleri için gösterecekleri aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edecekler. Listeler...

ACAİP YAZILAR

Seçimin “oy verme” işleminden önceki en önemli aşaması tamamlanıyor.
Partiler milletvekili seçimleri için gösterecekleri aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edecekler.
Listeler henüz kesinleşmedi ama kimlerin adaylık için başvuruda bulunduklarını biliyoruz.
Listelerde “seçilecek yerlerde” yer alması beklenen isimler de aşağı yukarı belli.
İşte bu noktada bana çok ilginç gelen bir nokta var.
24 Haziran’da sadece milletvekili seçimi yapılmayacak.
Türkiye ilk kez “çok yetkilendirilmiş” bir cumhurbaşkanını da seçecek.
Bu cumhurbaşkanı öyle olacak ki, her şeye karışacak, her konuda kararı verecek ve hatta eğer aleyhine oy kullanacak 400 kişi yoksa Meclis’i bile tamamen devre dışı bırakabilecek.
Bu kişi tek başına bir hükümet kuracak. Bu kişileri Meclis dışından seçecek. Eğer canı ister de Meclis’ten birini bakan yaparsa o kişi milletvekilliğinden istifa etmek zorunda kalacak.
İşin kötüsü bir süre sonra bakanlıktan ayrılsa tekrar milletvekilliğine dönemeyecek.
Bu tür bir seçimi ilk kez yapacağımız için sanıyorum herkesin dikkatinden kaçan bir şey var.
Cumhurbaşkanı adaylarını biliyoruz.
Peki, onların seçilmeleri halinde nasıl bir hükümet kuracağını bilen var mı?
Eskiden kolaydı.
Seçim yapılıyordu, parlamento oluşuyordu.
Aritmetik duruma göre kimin sayısı fazlaysa onun başkanı hükümeti kurma görevini üstleniyordu.
Bu kişi hükümeti kurarken isterse Meclis dışından bakan da alabiliyordu.
Bu nedenle seçimden önce “kimlerin bakan olacağı” konusu fazla kafa kurcalamıyordu.
Herkes seçime odaklanıyordu, seçimden sonra kurulacak hükümet de heyecanlı bir sürpriz oluyordu.
Oysa şimdi durum farklı. Meclis seçiminin sonucu ne olursa olsun hükümeti cumhurbaşkanlığını kazanan kişi kuracak.
AKP’ye bakıyorum, bugün Bakanlar Kurulu’nda olan hemen herkes tekrar milletvekili seçilmek için başvurmuş.
CHP’de de durum aynı.
İYİ Parti ve Saadet daha önce Meclis’te olmadığı için durumu net bilemiyoruz ama şu bir gerçek ki iki partideki önemli isimler parlamento için adaylar.
İyi güzel de bunlardan biri seçimi kazanınca hükümeti kimlerle kuracaklar?
Erdoğan’ın bütün adamları milletvekili olduğuna göre demek ki başkan yardımcıları ve bakanlar hiç bilmediğimiz isimlerden oluşacak.
Muharrem İnce’nin kimi başkan yardımcısı yapacağını, kimlere bakanlık vereceğini bilmiyoruz.
Seçimi Akşener kazanırsa da durum farklı değil. Partinin bilinen isimleri Meclis’te olacağına göre hükümeti kimler oluşturacak.
Şimdi gelelim başlıktaki cümleye.
Daha önce bir adaylık deneyimim olduğu için doğal olarak tanıdıklar, dostlar “Bu kez Meclis’te olmalısın” falan diyorlar.
Oysa boyumun ölçüsünü aldım ben. Siyasette yerimim olmayacağını ibret verici bir ders alarak öğrendim.
Soranlara “Aday değilim” deyip sonra da “Neden? Senden iyisini mi bulacaklar, aman mutlaka ara birilerini aday ol” nasihatleriyle karşılaşmamak için “yok” diyorum “Aday olmuyorum, işim yok Meclis’te ben direkt hükümete gireceğim, başkan yardımcısı bile olabilirim.”
Şaka bir yana, ortada “Ben bakan olmak istiyorum, bu nedenle milletvekilliğine adaylığımı koymuyorum” diyen bir kişiye bile rastlamadık şu ana kadar.
Aynı şekilde liderlerden de (Erdoğan da dahil) kimi isimlere “Sen aday olma, hükümete gireceksin” türü bir talimat da duymadık.
Demek ki kim kazanırsa kazansın bakanlıklar bilindik isimlerin dışında olanlara kalıyor.
Eh ben de milletvekili adayı olmadığıma göre.

KOMİK

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.187 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.008 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.208 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.156 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.696 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar