Şikayet edilen YSK

CHP'nin referandumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürme kararı yeni gündem. Hemen her ekran bunu tartışmaya başladı. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu'nun imzasını "gecikmiş hamle" diye niteleyenler...

CHP'nin referandumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürme kararı yeni gündem. Hemen her ekran bunu tartışmaya başladı. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu'nun imzasını "gecikmiş hamle" diye niteleyenler yanılgı içinde. Sadece bir konuda haklı olabilirler; "iç hukuk yollarını tüketme senaryosu". Oysa CHP Genel Başkanı'nın esas hedefinde Yüksek Seçim Kurulu var. Kılıçdaroğlu bu çıkışıyla YSK'yı köşeye sıkıştırmak amacında. Bana göre AİHM'e şikayet edilen bu kurul. Böylece, iktidarın işine gelen kararların tekrarının önüne geçilmek isteniyor. Bildiğiniz gibi 2019'a fazla zaman kalmadı. Malum seçimler peş peşe olacak. CHP'nin bu atağı bence "adalet yürüyüşü" kadar önemli. Hatta daha değerli!***Bir kaç gözlemNTV'nin Doğrudan Siyaset'inde Mehmet Tezkan'ın bir lafını beğendim; "Kılıçdaroğlu parti genel başkanı idi, Lider oldu". Aynı programdaki Ali Saydam'dan söz etmeye gerek duymuyorum. Amacı belli. Sonuç alır mı? Sanmıyorum artık herkes onu tanıdı....TRT Haber'deki "Derin Analiz"i kaçırmamaya özen gösteririm. Yiğit Bulut, Feridun Fazıl Tülbentçi'yi hatırlatan söylevlerini sürdürüyor. En güzel taraf Hasan Kurtulmuş'un gaz vermeleri. Bu defa da "Çok güzel laflar buluyorsun yürrü!" dedi. Pişekâr, herhalde kendini Veliefendi Hipodromu'nda zannetti...***Tavan yaptıSETA'nın ekranlara sürdüğü son yıldız Yrd. Doç. Dr. Selman Öğüt. Bu genç akademisyen, olay çıkarmanın dozunu artırdı. Konu Enis Berberoğlu ve de adalet yürüyüşü olunca hem hakim hem savcı rolünü üstleniyor. Türkiye'nin Gündemi'nde yine baş roldeydi. Hatta hükümet karşıtlarını "hain" ilan etti. Onu artık tanıdığımızdan normal karşıladık. Ancak Avukat Hüseyin Ersöz'e karşı kullandığı kelimeler hoş değildi. "Bak kardeşim", "yahu" gibi lafları el-kol hareketleriyle desteklemesi çirkindi. Bunun bazı odaklara "sempatik görünme hareketi" mi, yoksa kişisel bir sorunun sonucu mu olduğunu çözemedim. Örneğin saç ektirme operasyonunun başarısızlığı bunda etken miydi? Suudi Arabistan doğumlu gencin bir yanını gerçekten merak ediyorum; "Öğüt Bakliyat"la ilgisi var mı? Pirinç konusundaki bilgisi bu soruyu aklıma getirdi. "Öğüt Show"un devam edeceği kesin. Son programdaki hali tehlike sınırına dayandı. Sadece Enis Berberoğlu'nun avukatı Murat Ergün'ü dinlerken sesi çıkmadı. Gelelim bir sonraki adımına. Bu uygulamalı kickboks olacaktır. Kanal yetkililerini şimdiden tedbir almaya çağırıyorum.Tehdit gibiDiğer hükümet yanlısı Pınar Hacıbektaşoğlu da sonradan açıldı. Genelde sakin olan tavrının, Öğüt'ün hamleleriyle bozulduğunu fark ettim. Yine de saygı sınırını aşmıyor. Dikkatimi çeken en önemli göndermesi ise "Biz daha kalabalığız"dı. Bunu CHP yürüyüşçülerine karşı kullanması ilginçti.Avukat Hüseyin Ersöz iki cerbezeli rakiple iyi mücadele etti. Doç. Dr. Yunus Emre ise alışık olmadığımız görüntü sergiledi. Belki de "racon kesmeler" gözünü korkuttu.***Yeni dert motorlu kuryeler"Küçük Şeyler" dediğimiz tespitler aslında halkın gerçek gündemidir. Akmayan su, kesilen elektrik ve benzeşen diğer dertler önemlidir. Son yıllarda bu listeye yeni bir sorun eklendi; "Motosikletli kuryeler". İstisnasız hiçbirinde kask yok. Geçenlerde bunların denetimiyle ilgili bir haber yakalayınca sevindim. Beş bini aşkınına ceza yazıldığını öğrenince hoşuma gitti. O günden beri etrafı daha dikkatli izliyorum. Gözlemlerime göre değişen hiçbir şey yok. Motorlar, yine yol yerine kaldırımları kullanıyor. Vatandaş yürürken, "voom" diye bir sesle irkiliyor. Hatta kimi yaşlılar düşüyor. Belki de bir kalp spazmının nedeni bu kuryeler. Hangi birini yazayım; uluslararası markalardan mahalle kebapçılarına kadar... Ortalarda canavarlar ordusu dolaşıyor. Hani ünlü şarkıdaki gibi. Bu defa "Simitçi, kahveci, gazozcu" denmiyor da "Pizzacı, köfteci, lahmacuncu" şeklinde devam ediliyor.MeraklılarBunların motoru açma-kapama yapanları var ki, insanı gerçekten çılgına çeviriyorlar. Gece, gündüz fark etmiyor. Hep aynı gürültü. Hasta mı var, çocuk mu uyuyor, umurlarında değil. Bu takıma bir de "zengin motor meraklıları"nı eklerseniz tam cinnet hali. Hız manyaklarının iki tekerleklileri sanki Cehennem Savaşçıları filminin figüranları. Haftada 20 liraya satılan eften püften Çin malları var ki gürültü desibelleri en yüksek olanlar bunlar. Tepeden tırnağa teröre odaklanmış polis ne yapsın? Maaşları zor ödeyen belediyelerin yeni adam alma şansı yok. Kesinlikle en etkili mücadelenin yolu "oto kontrol". Öncelikle kurye ile servis yapan kuruluşlar kendi kendilerini denetlemeli. İşe aldıklarını iyi seçmeli. İkazlarını hiç kesmemeli. Yoksa, korkudan yere düşüp elini-kolunu kıranların sayısını azaltmak mümkün olmaz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İzin 20 Kasım 2020 | 189 Okunma Bağırmayın!.. 19 Kasım 2020 | 345 Okunma Harekatlar 18 Kasım 2020 | 274 Okunma Ayak topu "bizim dünyamız" 17 Kasım 2020 | 131 Okunma Söylemler/çelişkiler 16 Kasım 2020 | 174 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar