Gündemi okuyamazsan kimse de seni okumaz

Nasıl ki, bir teknik direktörün kulübeden oyunu okuyup maçın kaderini değiştirme yeteneği önemliyse, gazetecilerin de ülke gündemi ve olayları doğru okuyup geleceğe yönelik isabetli öngörülerde...

Nasıl ki, bir teknik direktörün kulübeden oyunu okuyup maçın kaderini değiştirme yeteneği önemliyse, gazetecilerin de ülke gündemi ve olayları doğru okuyup geleceğe yönelik isabetli öngörülerde bulunması fark yaratır. Maalesef son dönemde çok sesliliğini kaybeden medyamız bunun büyük eksikliğini yaşıyor. Ekranlarda yorumlarıyla geleceği okuyabilen kişileri pek fazlaca göremiyoruz. Halbuki o programları daha cazip hale getiren onların geleceği okuma yetenekleriyle doğru orantılı. Kendi adıma konuşacak olursam bu konuda siz değerli okurlarımı hayal kırıklığına uğratmadığımı düşünüyorum. Örneğin son olarak Lübnan'daki patlama sonrasında bulunduğum öngörülerde de haklı çıktım. Lübnan'a giden Türk heyetinin verdiği sinyaller de benim tespitlerimin onaylanması anlamındaydı. Patlamayla kullanılamaz hale gelen liman açılana kadar Mersin Limanı'mız onların hizmetine açıldı. Saldırıydı, sabotajdı tartışmaları sürüp giderken sonunda Lübnan Cumhurbaşkanı Avn bile olayın bir ihmalin sonucu meydana geldiğini kabullenerek, benim baştan beri savunduğum noktaya geldi.

Bu yaşananlardan sonra baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti olarak hangi mağdurun elinden tutsak hepsinin yüksek maliyeti bize kalıyor. Allah devletimize güç kuvvet, bizlere de refah ve huzur versin. Ancak bu arada pahalılık da aldı başını gidiyor. Pazardaki sebze meyve fiyatlarına bakıyorum, hepsi uçmuş... Ekonomimiz uçacak vaadiyle geldiğimiz noktaya bakınca kiraz 40 TL, şeftali 16 TL, karpuz kilo 5 TL... Üzüm de fiyatı uçanlar arasında. Salçalık domatesin kilosu bile 2 TL

Deniz mahsulleri dersen hiç yok. Ortada sadece çiftlik üretimi balıklar var. Onlar da cep yakıyor. Düşünün tanesi 40 liraya çiftlik çipurası... Alıp da yiyebilene afiyet olsun.

TRT'ye yakışmadı

Samsun Bakımevi'ndeki yaşlıların hepsinin hikayesi birbirinden farksız gibi... Adam sahipsiz değil, 6 torunu var ama bakımevinde yaşamayı tercih ediyor. Yaşlılarla yapılan röportajlar arasına ilk defa pek hoş olmayan bir kurgu sıkıştırılmış. Mikrofon uzatılan her yaşlıya Erdoğan propagandası yaptırılmış. TRT'ye bu kadar çok kraldan çok kralcılık yapmayı yakıştıramadım. Bırakın bari devlet kanalı, verilen hizmetin övgüsüyle donatılmasın. Demokrasi, başkalarının fikirlerine de saygı göstermektir.

***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İzin 20 Kasım 2020 | 189 Okunma Bağırmayın!.. 19 Kasım 2020 | 345 Okunma Harekatlar 18 Kasım 2020 | 274 Okunma Ayak topu "bizim dünyamız" 17 Kasım 2020 | 131 Okunma Söylemler/çelişkiler 16 Kasım 2020 | 174 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar