Çanakkale şehidi Beşiktaşlı Kâzım

2007 yılındayız. Yazılarımı bitirmiş, çay içiyordum. Gazetenin girişinden Suat Turgut adlı birinin ziyarete geldiğini bildirdiler. "Hangi konuda" diye sordum. "Yayıncı" bilgisi verildi. Göndermelerini söyledim. Bir...

2007 yılındayız. Yazılarımı bitirmiş, çay içiyordum. Gazetenin girişinden Suat Turgut adlı birinin ziyarete geldiğini bildirdiler. "Hangi konuda" diye sordum. "Yayıncı" bilgisi verildi. Göndermelerini söyledim. Bir süre sonra odamda arslan gibi bir delikanlı belirdi. El sıkıştık. "Buyrun sizi dinliyorum" dedim. O da çantasından üç pırıl pırıl dergi çıkarıp masama bıraktı. Başladı anlatmaya. O konuşurken, ben bunlara bakmayı sürdürdüm. Doğal olarak önceliği Kaptan Kâzım-Beşiktaş destanına verdim. Kaynakçalara bakınca, bir sürü tanıdık ismi fark ettim. Aralarında 1915 senesinin Donanma Mecmuası bile vardı. Genelkurmay'ın "Asker Kahramanlar"ı ve Ziyad Ebüzziya'nın Lale dergisi, Sedat Taylan'ın "Biz Fenerbahçeliler"i hatta sevgili meslektaşım Ali Sami Alkış'ın "Şehit Futbolcular"ı, İsmail Çolak'ın "Çanakkale'nin Mektepli Kahramanları" dahil pek çok belgesel yayının bulunduğunu gördüm.

Mavi Medya'nın sahibi Suat Turgut epey uzun sohbetten sonra ayrıldı. Ben ise Türk tarihinin gerçek öykülerinin çizgi roman haline getirilmişlerinin üstüne çöktüm. Beşiktaş kaptanı Kâzım'ın Çanakkale'ye gidişi Türk'e has duygularındandı. Tıpkı diğer futbolcular gibi.

Aslında tüm sporcular aynı duyguları taşıyarak formaları çıkarıp, üniformaları giymişlerdi. Bunların çoğu şehit ya da gazi olunca kulüpler çökmüştü. Kadrolar yok olmuştu. Fenerbahçe'nin elinde üç, Galatasaray'da iki, Beşiktaş'ta ise sadece bir futbolcu kalmıştı. Ligler çocuk yaştaki futbolcularla oynanıyordu.

Bir Kartal

Bu 18 Mart gününde yazımı Kartal Kâzım'a ayırdım. 1911 yılı, Balkanlar kaynıyor, isyanlar peş peşe. Osmanlı coğrafyası yangın yeri. İşte bu ortamda. Valideçeşme Kulübü'nün başkanı ve kaptanı Basiret Futbol Takımı'nın ziyaret eder. Amaç birleşmektir. "Hedefimiz daha güçlü olmak" der ve bunu kabul ettirir. Böylece Valideçeşme ile Basiret birleşir. Renkleri kırmızı-beyaz olur. Adını da semtten alırlar; Beşiktaş. Takım hızla gelişir. Hatta ikinci ve üçüncüleri hayata geçirirler. Başarılar birbirini takip eder. Ancak savaş dolayısıyla galibiyetlere bile sevinemezler. Yine bir maç sonrası, arkadaşlarını toplayan Doktor Mehmet başlar konuşmaya:

"Memleket dört bir yanda savaşıyor. Bazılarımız çoktan askere gitti. Biz de onlara katılmalıyız. Kafkaslar'da Türk varlığı tehlikede. Çanakkale'de İstanbul dahil bütün vatan toprağı hedef alındı. Bu ölüm kalım savaşında milletin kaderini paylaşmayacak mıyız?"

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İzin 20 Kasım 2020 | 189 Okunma Bağırmayın!.. 19 Kasım 2020 | 345 Okunma Harekatlar 18 Kasım 2020 | 274 Okunma Ayak topu "bizim dünyamız" 17 Kasım 2020 | 131 Okunma Söylemler/çelişkiler 16 Kasım 2020 | 174 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar