"Aşk eski bir yalan"

Pat diye bir telefon. Arayan Genel Yayın Müdürümüz Hayri Köklü. Lafa bir soruyla girdi; "Peçeteye yazıp şarkı isteyenleri biliyoruz. Ancak bu yolla yazı sipariş edenler var mı?". Peşinden isteğini dile getirdi; "Bu...

Pat diye bir telefon. Arayan Genel Yayın Müdürümüz Hayri Köklü. Lafa bir soruyla girdi; "Peçeteye yazıp şarkı isteyenleri biliyoruz. Ancak bu yolla yazı sipariş edenler var mı?". Peşinden isteğini dile getirdi; "Bu haftaki Pazar Mavrasında ölümsüz aşkları işler misin?" İki soru peş peşe. İlkini hemen cevapladım; "Hürriyet gazetesinin eski sahibi Erol Simavi peçete yollardı". Daha sonra aşklar konusunda da bir şeyler yazacağıma dair söz verdim.

Başladım düşünmeye ve aklıma ilk önce, ünlü İngiliz yazarı William Shakespeare geldi. "Ölümsüz aşklar" listesine girip en tepede oturan eseri Romeo Juliet'ini hatırladım. Bizim "Ferhat ile Şirin" ve "Tahir ile Zühre"nin onun yanında yöresel kaldığını itiraf etmeliyim.

Daha yakın döneme gelince, pek çok aşk hatırlıyorum. İçinizden kaç kişi Büyükdere'den Pire'ye uçak kalktığını bilir. Daha sonra İtalya'nın Brindisi kentine seferler başladığını. Bu deniz uçağıyla kız kaçırıldığını dahi öğrenmiştim. O yıllarda İstanbul tiyatrolarının oyuncuları hep azınlıklardan oluşurdu. Bunların içinde Pappas adlı yakışıklı bir genç vardı. Bütün gayrimüslim hanımlar ona vurgundu. Ancak onun gönlü bir Musevi zenginin kızında idi. Mültimilyoner baba kaçışı öğrendiğinde uçak çoktan Pire'ye inmişti.

Bu olay "Türkiye'den uçakla ilk kız kaçırma"dır. Sadece İstanbul medyasında değil, Fransız, Alman, İtalyan ve diğer ülkelerde de epey haber çıktı. Hatta bir de kitap yayınlandı. Kapış kapış satıldı. Oysa çok ünlü bir doktorun güzel ve saygıdeğer karısı başka bir aktörle kaçtığında bu kadar ilgi toplayamadı. Yine ünlü bir profesörün karısının yakışıklı trafik polisine kaçışının yankıları uzun sürdü. Yurt dışına gittikleri sanılan sevgililer bir süre sonra mütevazı bahçeli bir konutta yakalandılar.

Siyasetçiler

Tarihimizde padişahın cariyesine tutulup, şarkılar yazan pek çok bestekar tanıyoruz. Fatih Sultan Mehmet bile böylesi aşka boyun eğenlerden. Çifti azad etmiş, serbest bırakmıştır. Daha gerilere gidersek, karşımıza Truva Savaşları çıkar. Nifak Tanrıçasının, üstüne "En güzele" diye yazdığı elmayı Paris'e vermesi muharebenin başlangıcı olur. Neticede Truvalı güzel Helen aşkın galibi olur. Fakat Truva'nın sonunu getirir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İzin 20 Kasım 2020 | 189 Okunma Bağırmayın!.. 19 Kasım 2020 | 345 Okunma Harekatlar 18 Kasım 2020 | 274 Okunma Ayak topu "bizim dünyamız" 17 Kasım 2020 | 131 Okunma Söylemler/çelişkiler 16 Kasım 2020 | 174 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar