Anayasa Mahkemesi çok farklı bir tepki vermeliydi

Cumhuriyet yazarı Bedri Baykam bu hafta 'Anayasa Mahkemesi çok farklı bir tepki vermeliydi' başlıklı yazısını kaleme aldı.

Cumhuriyetimizin 100. yıl kutlamaları gazete sayfalarını yoğun bir şekilde doldurmuş olsa da, doğruyu söylemek gerekirse beklediğimizden çok daha sönük geçti. Buna karşılık, sanat ortamı olarak mutluyuz, birçok önemli sergi açıldı. Küratörlüğünü yaptığım ve 81 sanatçının katılımıyla gerçekleşen “100 Yıl Perspektifinde Sanat: Türkiye’de Modern ve Çağdaşın Serüveni” başlıklı sergiyi Atatürk’e ithaf ettik. İBB Kültür AŞ’nin sanat platformu Taksim Sanat ve kurucusu olduğum Piramid Sanat’ın ortak projesi olarak düzenlenen sergi, her iki mekânda 14 Ocak 2024’e kadar açık olacak. Benim için öne çıkan diğer bir proje ise, İzzettin Çalışlar’ın küratörlüğünü yaptığı ve Borusan Kocabıyık Vakfı’nın himayesinde Galataport’ta açılan “Cumhuriyetin Yüzü” adlı sergiydi. Gerek bilgilendirici/özet metinler gerek yüksek kalitede büyütülmüş fotoğraflar ve sanat eserleriyle çok değerli bir bütünlük kazanmış olan sergi, 3 Mart’a kadar devam ediyor. Her iki büyük buluşmayı da Mustafa Kemal Atatürk’ün görebilmiş olmasını çok isterdim. 

100. YIL DÖNEMECİNDE BİLE GERİCİLİK KUŞATMA PEŞİNDE

Devletimizin etkinliklerini planlayan hükümetin kutlama programları ise beklediğim düzeye yaklaşamadı. Sanıyorum, bunun gerekçelerini uzun uzadıya açıklamamıza gerek yok. Bir yandan gazetelerin o güne özel tasarlanan birinci sayfaları, yayınladıkları özel ekler, makaleler, sergiler, konserler, gösteriler, etkinlikler Cumhuriyet’in 100. yaşını gururla kutsarken, bir yandan da ne yazık ki parazit olmayı refleks haline getirmiş çeşitli kişi ve “kurumlar” yine her türlü çamur sıçratma operasyonunu eş zamanlı yürüttü. 100. yılda da Atatürksüz hutbe ile karşımıza çıkan Diyanet, ÇEDES ve hemen ardından gelen “Gençliğe Değer” projeleriyle, okulları artık öğretmenden çok din görevlisinin bulunacağı ve adeta bilim karşıtı bir geleceğin hazırlanacağı bir kumpasa dönüştürüyor. Laik eğitime doğrudan darbe vurulurken öğrenciler artık gericilere emanet ediliyor. Pansiyonlara, yurtlara tarikatlar doğrudan bir sızma gerçekleştirirken, ekonomik imkansızlıklar simitleri bile “askıya” taşıyor. “Osmanlı kaybetmedi, laik denen köpekler kaybetti o toprakları. Laikliği getiren köpekler, onlar kaybetti” diye atıp tutan dönerci nankör, “verem” olduğu gerekçesiyle serbest bırakılıyor ve bu tehlikeli ve bulaşıcı hastalıkla gıda işletmeciliğine devam ediyor. Şimdi bana diyeceksiniz ki, “Bunların neresi yeni, sevgili yazar? Değişen ne var ki?” 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Binbir surat demokrasisi: ABD ve Türkiye 07 Kasım 2024 | 98 Okunma Sizler nerelerden türeyebildiniz? Kimsiniz? 31 Ekim 2024 | 30 Okunma FETÖ yobazının yaşattıkları kime ders oldu? 24 Ekim 2024 | 134 Okunma FETÖ darbesi, Sinan Ateş-Narin cinayetleri ve diğer şizofrenik durumlar 17 Ekim 2024 | 464 Okunma Cinayetleri yalnız şu şekilde durdurabiliriz: 10 Ekim 2024 | 195 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar