Türk'ün bağımsızlığı nasıl Cumhuriyetle taçlandı

Osmanlı'nın son döneminde üst üste gelen yenilgiler, ekonomik ambargolar ve gayri Müslimlerin yönettiği sermaye, İmparatorluğun işgal edilmesine ve yitirilmesine yol açmıştı.Anadolu ise asırlardır...

Osmanlı'nın son döneminde üst üste gelen yenilgiler, ekonomik ambargolar ve gayri Müslimlerin yönettiği sermaye, İmparatorluğun işgal edilmesine ve yitirilmesine yol açmıştı.Anadolu ise asırlardır görmediği bir tehlikeyle karşı karşıyaydı.Dört bir yandan kuşatılıyor, uçakların açtığı ateşlere tabancalarla karşılık verilmeye çalışılıyordu. Anadolu'nun yıllardır cefasını çeken vatandaşlar, ne olduğunu anlayamadan evlerinden sürülüyor, yabancı tüfeklerin dipçikleriyle can veriyorlardı.Beklenti büyüktü… İmparatorluğun ordusu gelecek hepsini kurtaracaktı! Ama öyle olmadı… Beklenen ordu, her namaz sonrasında payitaht için dua eden Müslüman Türklerin ordusu bizzat payitaht tarafından dağıtılmıştı.I.Dünya Savaşı'nın etkisi geçmeden, yaralar sarılmadan, toprağa düşen yiğitlerin 40'ı çıkmadan çok daha büyük bir dram yaklaşıyordu. Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında başlayan işgal Anadolu'nun her yanına yayılmıştı.İşgal, köylerde, şehirlerde müthiş bir zulme dönüştü.Bu şekilde pes edilmemeliydi. Her yerden direniş çağrıları gelmeye başlamıştı.Yüzlerce yıldır Anadolu hayaliyle tutuşan Yunan'ın, İzmir'e çıkar çıkmaz gerçekleştirdiği katliam ise ağır bir çöküntüye neden oldu. Türkler, yaş ve cinsiyet ayırt etmeksizin katlediliyordu.İtalyan ressam Vittorio Pisani gördüğü manzara karşısında dehşete düşmüştü. Canlı şahitlik ettiği mezalimi suluboya tablosu haline getirerek tarihe not düşüyordu.İzmir'de büyük bir dehşetle başlayan Yunan saldırganlığı kısa sürede Ege'nin tüm kasabalarına kadar sirayet etti.Dağıtılan ordunun içinde kalmayı kendine yediremeyen milliyetçi subaylar ise; İstanbul yönetimine yakalanmadan çalışmalarını sürdürme telaşı içindeydiler. Vatan sathında bir mücadelenin gerekliliği üzerinde duruluyor, biçare halktan ordu kurup, direnişe geçmek için hesaplar yapılıyordu.Ancak ortada bir sorun vardı. Örgütler dağınık, direniş güçleri birbirinden habersizdi.Öncelikle direnişin ete kemiğe bürünüp, örgütlü hale getirilmesi amaçlandı. İzmir'in düşüşü bu süreci hızlandırmış, direniş örgütleri Kuvayi Milliye adı altında ete kemiğe bürünmüştü.Türklerin uyanışı başlıyordu. Başlıyordu başlamasına ama bir sorun vardı! "Padişah Buyruğu" adı altında, 24 Mayıs 1920'de Damat Ferit imzalı bir hain metin yayınlanıyordu. Metinde, "Kuvayi Milliye adı altında fitne ve fesat çıkarmak, Anayasa'ya aykırı olarak halktan zorla para toplamak, asker almak, bunun aksine hareket edenlere işkence ve eziyet ederek şehirleri yakıp yıkmaya kalkışmak suretiyle iç güvenliği bozanların tertipçisi oldukları iddiasıyla haklarında dava açılan 3'üncü Ordu Müfettişliğinden alınarak askerlik mesleğinden çıkartılmış bulunan Selanikli Mustafa Kemal Efendi, eski Mirliva Salacaklı Fuat Paşa..." denilerek milli mücadelenin öne çıkan isimleri tek tek 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ağırel "Beni tutuklayabilirler" demişti 13 Mart 2020 | 3.108 Okunma Türkiye, Esad'la masaya oturtulmak isteniyor 06 Mart 2020 | 2.313 Okunma ​​​​​​​Milli Savunma Bakanlığı konuya acilen el atmalı 05 Mart 2020 | 2.447 Okunma Suriye'de saklanan gerçekler 03 Mart 2020 | 10.286 Okunma Coronavirüs'te Erzurum Pilot İl mi? 28 Şubat 2020 | 3.745 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar