Prekazi neden Fethullahçı olmadı?
O benim çocukluk kahramanımdı. Çoraplar şimdiki gibi kısa değildi. Tepeden aşağı indirir, onun gibi bileklerimizde toplardık. Bir kısmımız saçlarının arkasında ona benzemek için kuyruk bırakırdı...
Tanıdığımız ilk tayt giyen erkekti. Sonrasında örneği az çıktı. Kenar mahallelerde futbol topu pek azdı. Ezilmiş kola kutusu, gazoz kapağı hatta bir taş parçası... Serbest vuruştan önce uzaklaşır, top namına ne varsa ona odaklanırdık. Derin nefes aldıktan sonra bir kez kaleye bakar, koşarak bütün gücümüzle vururduk. Gol olunca iki kolumuzu kanat gibi açar, saha boyunca kuş gibi uçardık. Sırtımızda 8 numara yazardı. Sol ayağımızı, sol elimizi onun gibi kullanmak için çok uğraştık da başaramadık.
İnsanın çocukluğu yaşamının arka bahçesidir. Masamın üstünde Cevad Prekazi’nin Onur Bayrakçeken’le birlikte hazırladığı söyleşi kitabını (Prekazi Vurdu Gol Oldu, Mylos Kitap) görünce o bahçeye bir kez daha çıktım. “Nerede eski bayramlar” iç geçirmesini bırakıp, “Prekazi neden Fethullah’a gitmedi” diye sordum.
Ateist Prekazi’nin Galatasaray’la imtihanı