Komando İbrahim’in acıklı öyküsü
İbrahim Karagül’ü kıskanıyor muyum? Evet. “Nesini” diyorlar, “saçlarını” diyorum. Baba nasihati, müdür yasağı, mahalle baskısı, kellik korkusu derken o treni kaçırdık. İsmet...
İbrahim Karagül’ü kıskanıyor muyum? Evet. “Nesini” diyorlar, “saçlarını” diyorum.
Baba nasihati, müdür yasağı, mahalle baskısı, kellik korkusu derken o treni kaçırdık. İsmet Özel’in “matarasındaki tuzlu su”yduk. Başımız açık kaldı. Saçlarımızı ortadan ikiye ayırdık. Kimin ülkesinden geçsek şakaklarımızdaki dövmeler bizi ele verdi.
İnsanın saçlarının uzaması hürriyettir. Otoriteye başkaldırıdır.
Balyoz kumpasının ardından ziyarete gittiğim komutanların birçoğu saç uzatmıştı. Çekincemi yenip sorduğumda, aynı şeyi duyuyordum. Neredeyse 40 yıl taşıdıkları üniforma üstlerinden çıkarılınca saçları serbest kalmıştı.
Kutsal kitaplara bile uzanır...
Leonard Cohen’den dinlerken sevgilinin gözüne bakarak söyleriz: Hallelujah.
“Seni bir sandalyeye bağladı, tacını kırdı, saçlarını kesti ve dudaklarından yakarışı aldı” sözleri ne anlatıyor? Bir şarkının içine “Samson ve Delilah”ın Tevrat’a ve İncil’e giren hikâyesi sığmış. Güzel Delilah, bütün gücünü saçlarına borçlu Samson’u aşkıyla kandırmış. Örgülü saçlarını kesmiş ve onu esir etmiş. “Hallelujah” ya da “elhamdülillah”, Samson’un yakarışıdır.
Uzun saç, kudretin ve baş eğmezliğin de sembolüdür.
Samson Karagül’den Komando İbrahim’e
Yeni Şafak’ı yöneten İbrahim Karagül geçen hafta “31 Mart darbesi” dedi ya. Belediye başkanı değişirse köprünün iş makineleriyle kesilip iktidarın devrileceğini söyledi ya. AKP dışında oy verenleri neredeyse...