Bağıra bağıra geldiler
Cinayeti gördük. Katil, bıçağını gözlerimizin önünde biledi. Maktulü, sokaktakilere sorarak buldu. Bütün bunlara rağmen yerde yatan cesede bakıp hepimiz çok şaşırdık.
Birkaç gün ağladıktan sonra da neden ağladığımızı bile unuttuk.
Hatırlayın, geçen hafta 176 asker hakkında yakalama kararı verildi. Savcılık “Sözde TSK sorumlusu Adil Öksüz tarafından aşağıya doğru silsile yoluyla talimat verilmesi” diyordu. Yakalanıp serbest bırakıldığı için örgütü yukarıdan aşağıya çözme fırsatını kaçırmıştık. Aşağıdan yukarıya çözmeye çalışıyorduk.
Dün, “acaba şu an ne yapıyor” diyerek eski savcı Cihan Ergün’ü aradım. Darbenin hemen ardından Adil Öksüz’ün iki kez tutuklanmasını istemiş, reddedilmişti. Yetmemiş, kaçan Öksüz’ün peşine düşmüş, Sakarya’daki odasını bastırmıştı. Ama kuş çoktan uçmuştu.
Ergün uyardı: “Darbeden sonra birini bulup yakalamış olmak başarı değil, öncesinden sezip engel olmak asıl başarıdır. Bir insanın hayatı bütün dünyaya bedeldir. 250 şehit vermek mi gerekirdi? Kurumları onlara teslim etmeden önce düşünmek gerekiyordu.”