Fırat’ın doğusundaki asıl düşman

Türkiye, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından, günlerdir Fırat Nehri’nin doğusuna ve Münbiç’e yönelik tutumunu açıklıyor. ABD ise kendi ifadesiyle, “Suriye’nin kuzeydoğusuna...

Türkiye, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından, günlerdir Fırat Nehri’nin doğusuna ve Münbiç’e yönelik tutumunu açıklıyor. ABD ise kendi ifadesiyle, “Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik tek taraflı bir askeri eyleme” itiraz ediyor. Yani Türkiye’nin, ABD’nin bölgedeki en önemli araçlarından olan PKK terör örgütüne ve onun Suriye uzantısı PYD - YPG’ye yönelik askeri harekâtını önlemeye çalışıyor. Kısacası, Irak’ın kuzeyinde yaptığını, Suriye’nin kuzeyinde de yapıyor. Bu, ABD emperyalizmini bilenler, Ortadoğu’daki gelişmeleri izleyenler için şaşırtıcı değil.
Asıl şaşırtıcı olan, Türkiye’nin gerçekte ABD ile cepheden karşı karşıya geldiğini bir türlü kabul etmemesi. Irak ve Suriye’de asıl düşmanın, emperyalizmin güdümündeki terör örgütleri olmanın ötesinde, emperyalizmin ta kendisi olduğunu kavramaması. Dört bölge ülkesini (Irak, Suriye, İran, Türkiye) bölmek isteyen, bunları bölerek, denize kıyıdaş bir Kürt devleti kurmak isteyen ABD’ye karşı, aynı tehditle boğuşan bölge ülkelerini bir araya getirecek bölgesel ittifaka öncülük etmemesi. Atatürk’ün, bölge merkezli dış politikasını bir türlü gündemine almaması… Yığınakta yapılan hata
Askerler sıkça, “Yığınakta yapılan hata, cephede telafi edilmez” derler. Türkiye, Suriye konusunda öyle çok hata yaptı ki; kimi eksikler içerse de, son birkaç yıldır atılan doğru adımlar, Astana süreci ile birlikte Rusya ve İran’la birlikte savunulan politikalar, kesin sonuç almaya yetmiyor. Çünkü ABD bağımlılığı, NATO üyeliği açıkça, yüksek sesle sorgulanmıyor. Hassas anlarda ikircikli tutum alınıyor. Rusya ve İran aracılığıyla değil, doğrudan Suriye ile temas kurulmuyor. Dahası var…
1) İktidarın çok iddialı olduğu, iyi bildiğini söylediği Ortadoğu hakkında bilgisi sınırlı.
2) Sahaya ilişkin bilgi kısıtlı. Bilgilerin çoğu da yanlış, çarpık.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Muhalefet ve değişimin yönü 14 Haziran 2023 | 426 Okunma İktidar ve anayasa değişikliği 10 Haziran 2023 | 241 Okunma Mehmet Şimşek’ten kimler, ne bekliyor? 07 Haziran 2023 | 2.393 Okunma Yeni CHP, başkalaşan CHP, dönüşen CHP 03 Haziran 2023 | 545 Okunma Seçmenle inatlaşmak 31 Mayıs 2023 | 1.089 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar