Türk medyası ters köşe oldu
Bu imzalanan henüz genel bir çerçeve. Ve bu sayede ülkenin en büyük sorun yaratabilecek grubu en azından ‘Biz bu ülkenin bir parçasıyız’ dedi. Şimdi müzakere buradan devam edecek. Tabii arka planda diyorlar zaten...
Bu imzalanan henüz genel bir çerçeve. Ve bu sayede ülkenin en büyük sorun yaratabilecek grubu en azından ‘Biz bu ülkenin bir parçasıyız’ dedi. Şimdi müzakere buradan devam edecek. Tabii arka planda diyorlar zaten, ‘Etrafımızda DEAŞ var, biz kendimizi bir biçimde savunmaya devam etmeliyiz’ diye. Yani ‘YPG kendini lağvedip isteyen mensuplarının Suriye ordusuna katılmalarını kabul etti’ durumu yok.
“Eskiden ‘YPG eşittir PKK’ydı’, yani YPG, PKK’nın Suriye’deki koluydu. E şimdi bu YPG’nin içindeki sadece ‘dışarıdan gelenler’ eğer PKK’lı kabul ediliyorsa -ki o sayı da zaten Mazlum Abdi’nin dediği gibi sadece yüzlerle ifade edilebiliyormuş- o zaman geriye kalanlar PKK’lı değil mi? Yani biz bugüne kadar kullandığımız ‘YPG eşittir PKK’ söylemini bir kenara bıraktık. Bunu mu anlıyoruz gelinen noktadan?”
Yazımın girişinde alıntıladığım cümleler, 2009-2012 yıllarında Şam büyükelçisi görevini yapan Ömer Önhon’a ait. 21 Mart’ta T24’ten Cansu Çamlıbel’e röportaj veren Önhon özetle şu tespiti yapmıştı: “YPG eşittir PKK söylemini bir kenara bıraktık; Türkiye El Şara ve Mazlum Abdi’ye meşruiyet verdi.” 10 Mart’ta, Türkiye’nin PKK dediği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Beşar Esad’ı yıkan Şara hükümeti arasında imzalanan 8 maddeden sonra Türk medyasında “Tamam artık sorun bitti. SDG de Suriye ordusuna katılacak” yorumları yapılmış ancak Ömer Önhon bu çerçevenin dışında tespit yapmıştı.
Şimdi geldiğimiz noktaya bakalım.
Geçen hafta sonu Kamışlı’da Kürt Ulusal Konferansı toplandı. Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi (ENKS) ve PKK’nın Suriye kolu olarak değerlendirilen Demokratik Birlik Partisi (PYD) öncülüğünde toplanan konferans sonrası bir bildiri okundu.
Özetle denildi ki: