Türk kültürü ve Cumhuriyet

İbn-i Haldun, eseri Kitabu’l İber’e yazdığı “Mukaddime”sinde, üzerinde durulması gereken şu tespiti yapar: “Din temelli devletlerin yok olması mukadderdir.” Tarih, İbn-i Haldun’u doğrular....

İbn-i Haldun, eseri Kitabu’l İber’e yazdığı “Mukaddime”sinde, üzerinde durulması gereken şu tespiti yapar: “Din temelli devletlerin yok olması mukadderdir.” Tarih, İbn-i Haldun’u doğrular. Müslüman devletlerin pek çoğu, en fazla bir ya da iki yüz yıl sonra dağılmış, haritadan silinmiş ve bu gün adları dahi kalmamıştır. Hanedanlıkların temel ideolojisi dindir; din olmadan kendine meşruiyet zemini kuramaz. Bu tip iktidarlar egemenliği Tanrıdan aldıklarını iddia ettikleri için topluma hesap vermezler. Kaldı ki “şeffaflık”, “topluma hesap verme”, “ifade özgürlüğü” gibi kavramlar yeni dünyanın kavramlarıdır.
Büyük imparatorluklardan kopanlar arasında ayakta kalanlar veya varlığını sürdürenler ise bağımsızlıklarını kazananlar ve devlet geleneğine sahip olanlardır. Bunun en güzel örneği kendi milletimizdir. Ünlü tarihçimiz Prof. Dr. Kemal H. Karpat’ın tespitleri de bu yöndedir:
“Gerçekten devlet ve toplum olarak, köklü gelişmeler geçirerek, bu güne kadar, yedi yüz yıl süre ile varlığını devam ettiren tek Müslüman devleti Osmanlı ve bu günkü Türkiye’dir” der.

YENİLENMEYEN DEVLET YOK OLUR

Kendini yenilemeyen her düşünce ve her kurum yok olmaya mahkûmdur. Bu devletler için de geçerlidir. Ancak devletler, bu değişimleri sağlıklı okuyabildikleri ve yönetebildikleri sürece varlıklarını sürdürmeyi başarabilirler ve güçlerini sürdürebilirler. Kemal Karpat bu konuda “Osmanlı 18. yüzyılda kendi iradesiyle, bilinçli olarak kendini yenilemeye karar vermiştir. Cumhuriyet, Osmanlı’nın siyasi rejimini değiştirmiş ve ancak halkın kültürüne, diline, kimliğine dayanarak ayakta kalabilmiştir. Bir devletin ve toplumun kendi dilini, kültürünü, kimliğini muhafaza ederek ayakta kalabilmesi ancak değişimle yani kendini kendi gücüyle, içeriden yenilemesi ile mümkündür” tespitini yapar. Bu tespit, Atatürk’e ve O’nun kurduğu modern Türkiye’nin temel ilkelerine her fırsatta saldıran güruha adeta cevap mahiyetindedir. Atatürk, Türk Tarih Kurumu’nu ve Türk Dil Kurumu’nu kurarak, milli bir dil ve tarih bilincinin önemini milletine göstermek ister.
Türkiye Cumhuriyeti oldukça zor süreçleri aşabilmeyi başarmış ve bir nevi mucize gerçekleştirmiştir. Kurulurken ve sonrasında özünü, dilini, tarihini, kimliğini ve kültürünü oluşturan tüm değerlerini koruyabilmiş ve hatta geliştirebilmiştir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Alimin uykusu cahilin ibadetinden daha üstündür! 27 Kasım 2023 | 377 Okunma Bir toplumun DNA testi: ENFLASYON... 20 Kasım 2023 | 256 Okunma Bugün ölen adaletti 13 Kasım 2023 | 319 Okunma Ülkeler ahlaksızlıktan çöker! 06 Kasım 2023 | 192 Okunma Ne mutlu Türk’üm diyene! 30 Ekim 2023 | 195 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar